AŞURE GÜNÜ (23 EKİM 2015 CUMA)
ALEVİLİKTE AŞURE
Aşure adını Hicri takvimine göre Kerbela katliamının gerçekleştiği tarihten yani 10 Muharrem’den alır. “Aşar” Arapça “on” demektir. Anadolu Aleviliğinde ise Muharrem orucu sonunda pişirilip dağıtılan tatlı çorbanın adı olmuştur.
Aşure çorbasının ortaya çıkışı Nuh Tufanı efsanesine kadar gider. Efsaneye göre tufanın son günü karayı gören Nuh’un gemisindekiler kalan tüm tahıl ve kuruyemişleri bir kazanda kaynatarak kurtuluşlarını kutlarlar.
Genel olarak aşurede buğday mutlaka bulunur. Onun dışında yörelere göre değişen 12 İmama atfen 12 çeşit ya da Kırklar Meclisine atfen Kırk çeşit tahıl ve yemiş katılması gelenektir. Bazen 40 çeşide tamamlamak için arının 40 çeşit çiçeğin nektarını aldığı varsayılarak bir kaşık bal katılır.
Anadolu Alevilerinde Muharrem orucu 12. Günü öğlen bitirilir. Aşure çorbası 12. Gün geceden itibaren hazırlanıp kaynatılır. Aşure hazırlandıktan sonra dağıtılmasından yenmesine kadar ayrı ayrı gülbankler okunur. Onlardan biri şöyledir.
“Bismişah Allah, Allah!
Aşure lokmaları kabul ola. Aşureyi pişiren, payını hak bilen cümle canların cetlerine rahmet, hanelerine dirlik, birlik, göz gönül zenginliği ve bereket yağa. Her lokma bir derde derman ola, bir belayı def eyleye. Üçler, beşler, yediler, on iki imamlar, kırklar kaynayan aşure kazanında canlarla birlik ola, dirlik getire. Mansur’un, Nesimi’nin, Hatayi’nin, Pir Sultan’ın, yanan yakılan diri diri üstü topraklarla örtülen erenlerin, evliyaların, hak şehitlerinin canlarına değe, lokma için gelen, nefesten nasip olan, canlara bozatlı Hızır yardım eyleye. Aydınlığın kaynağı olan delil, lokma sahibinin sofrasına nur ola. Dil bizden nefes sahibinin pirden ola. Gerçeğe hü mümine ya Ali!”
Görüldüğü gibi aşure Alevi halkın inanç ve ibadet törenlerinin bir parçasıdır. Tekke ve dergâhlarda hep beraber kaynatılır ve hep beraber dualarla dağıtılır, yenir. Din, dil, milliyet gözetmeden herkese dağıtılması, paylaşılması gelenektir. Toplumsal birlikteliğin, paylaşımın, dayanışmanın, bir örneği olarak bugünde sahiplenilmesi, yaşatılması gereken bir değerdir.
Kaynak: pirsultanbeyli.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder