Basın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Basın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Eylül 2022 Perşembe

Aşure Etkinliğimizden Basına Yansıyanlar

Aşure Etkinliğimizden Basına Yansıyanlar / Selçik Haber

    Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesine bağlı Selçik Köyü’nde, Selçik Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından Muharrem (Yas-ı Kerbela) orucunun bitmesinin ardından aşure lokması paylaştırıldı. Yurttaşların yoğun katılımının olduğu lokma paylaşımının ardından deyişler söylendi.

    Anadolu’nun Tadı Kardeşliğimizin Adı "Aşure"

    Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesine bağlı Selçik Köyü'nde Aşure Günü düzenlendi. Düzenlenen etkinlikte binlerce kişiye aşure ikram edilirken, dağıtım yerine gelemeyenler için de aşureleri evlerine servis yapıldı.

    Selçik Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen Aşure gününe, Demokrat Parti Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, CHP Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal, Sandıklı Belediye Başkanı Dr. Mustafa Çöl, Selçik ve çevresinden çok sayıda vatandaş katıldı

    Sandıklı Belediye Başkanı Dr. Mustafa Çöl, Muharrem ayı dolayısıyla Selçik Köyü'nde yapılan aşure etkinliğine katılarak, vatandaşlarla sohbetlerde bulundu.

    Sandıklı Selçik Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Metin Süleyman Özdemir tarafından karşılanan Dr. Mustafa Çöl, etkinliğe katılan misafirlerle istişarelerde bulunarak kısa bir selamlama konuşması gerçekleştirdi.

    Başkan Dr. Mustafa Çöl açıklamasında; “Selçik Köyümüzün adını yaptığı etkinliklerle duyuran Selçik Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı, Metin Süleyman Özdemir ve köy muhtarımıza yaptıkları hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. Sandıklı Belediyesi olarak kendilerinin her zaman yanındayız. Ben bu vesileyle Aşure etkinliğine katılan hemşehrilerimize teşekkür ediyor, hayırlı günler diliyorum” dedi.

    Selçik Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Metin Süleyman Özdemir ve Köy Muhtarı Veli İncekara; etkinliğe katılan Demokrat Parti Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, CHP Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal ve Sandıklı Belediye Başkanı Dr. Mustafa Çöl'e kendilerini yalnız bırakmadıkları için teşekkür ederek, işlerinde kolaylıklar dilediler.




Aşure Etkinliğimizden basına yansıyan haberleri aşağıdaki bağlantılardan okuyabilirsiniz...

















Festivalimizden Basına Yansıyanlar

Festivalimizden Basına Yansıyanlar / Selçik Haber

    Selçik Köyü Sarı Dede Sultan'ı Anma ve Kültür Festivali Düzenlendi

    Afyonkarahisar'ın, Sandıklı ilçesine bağlı Selçik Köyü'nde, Selçik Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen Sarı Dede Sultan'ı Anma ve Kültür Festivali'nin bu yıl on dördüncüsü gerçekleştirildi.

    Sarı Dede Sultan Türbesi'nin ziyaret edilmesinin ardından başlayan etkinlikte; saygı duruşu ve İstiklâl Marşı'nın okunmasından sonra Selçik Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Metin Özdemir tarafından açılış konuşması yapıldı. Özdemir konuşmasında; geleneksel hale getirdikleri festivali birlik, beraberlik ve dayanışmanın güçlendirilmesi için düzenlediklerine vurgu yaparak, katılımcılara Sarı Dede Sultan ve köyün tarihçesi hakkında kısa bilgiler verdi.

    Açılış konuşmasının ardından Selçik Köyü Muhtarı Veli İncekara, Sandıklı Belediye Başkanı Dr. Mustafa Çöl, Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal ve Sandıklı Kaymakamı Eflatun Can Tortop festivalde birer konuşma yaptılar. Festivale katılım ve katkılarından dolayı konuşmacılara Dernek Başkanı Metin Özdemir tarafından plaket takdim edildi.

    Konuşmaların ardından lokma gülbengi okunarak katılımcılara, adak ve kurban lokmalarından hazırlanan etli pilav ikramı yapıldı. Etkinlik şiirler, nefesler, deyişler ve semahlarla devam etti. Festivale bir çok sivil toplum örgütü, siyasi parti, sendika, vakıf, dernek ve oda temsilcileri katıldı. 

    Üryan Eroğlu'nun müzik dinletisiyle devam eden festivalde, Selçik Köyü Semah Ekibi ve Ankara Turnalar Sanat Kulübü Semah Topluluğu tarafından semahlar dönüldü. Türk Halk Müziği sanatçıları Mercan Erzincan ve Caner Gülsüm'ün müzik dinletileri büyük beğeni topladı.

    Festival boyunca köyde yapılan spor ve gençlik etkinlikleri kapsamında yapılan yarışmalarda başarılı olan köy gençlerine ve çocuklarına festival anısına madalyaları takdim edildi.

    Ayrıca 14. Sarı Dede Sultan'ı Anma ve Kültür Festivali kapsamında hafta içinde düzenlenen Sinema Günlerinde ise Senarist ve Yapımcı Ali Şahin'in katılımıyla Hakikat Şeyh Bedreddin sinema filminin gösterimi yapıldı.

    Geleneksel hale getirdikleri festivalin sonunda emeği geçenlere ve festivale katılan herkese teşekkür eden Metin Özdemir, 15. Sarı Dede Sultan'ı Anma ve Kültür Festivali'ni önümüzdeki yıl 5 Ağustos 2023 Cumartesi günü düzenleyeceklerini bildirdi.


Festivalimizden basına yansıyan haberleri aşağıdaki bağlantılardan okuyabilirsiniz...


















11 Ocak 2018 Perşembe

Afyonkarahisar'da 9-12 Milyon Yıllık Fosiller Bulundu

Afyonkarahisar'da 9-12 Milyon Yıllık Fosiller Bulundu
   
   AFYONKARAHİSAR Kültür ve Turizm Müdür vekili Mehmet Tanır, yürütülen yüzey araştırmaları sonucunda Gebeceler beldesinde yaklaşık 12 milyon, Sandıklı’ya bağlı Karkın Köyü bölgesinde ise 9 milyon yıl öncesine tarihlenen hayvan fosilleri bulunduğunu açıkladı.

   İl Kültür ve Turizm Müdür vekili Tanır, tarihin akışını değiştirecek önemli bir çalışmaya imza attıklarını söyledi. Tanır, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınan izinle bilim insanları ve Afyonkarahisar Müzesi ile birlikte yürütülen yüzey araştırmaları sonucunda, Afyonkarahisar ve Burdur bölgesinde 11- 12 milyon yıl öncesine ışık tutan verilere ulaştıklarını belirtti.

   Araştırma kapsamında, 2016- 2017 yıllarında Afyonkarahisar’ın Sandıklı İlçesi'ne bağlı Karkın, Kınık, Akin, Selçik ve Afyonkarahisar merkez, Gebeceler ve Seydiler lokalitelerinde (konum) yüzey araştırması gerçekleştirildiğini anlatan Tanır, "Bu araştırmalar, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Arzu Demirel başkanlığındaki ekip tarafından Ege Üniversitesi Biyoloji Bölümü ve Pamukkale Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği’nden öğretim üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilmektedir. Bu lokalitelerden Karkın, Kınık, Akin, Selçik, ilk olarak 1969- 1975 yıllarındaki Alman araştırmacılar ile Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü jeologlarının birlikte yürüttükleri linyit araştırmaları sırasında bulunmuştur" dedi.

   Gebeceler bölgesindeki bulguların ilk kez Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde görevli Doç. Dr. Arzu Demirel başkanlığındaki ekip tarafından ortaya çıkarıldığını belirten Tanır, şöyle konuştu: "Gebeceler Seydiler mevkisi, ilk kez bu yüzey araştırması kapsamında tespit edilmiştir. Bu nedenle son 30- 40 yıldır yörede Türk bilim insanları tarafından yürütülen ilk sistematik bilimsel çalışmalar olması açısından büyük önem taşımaktadır. Bu alanlardan Gebeceler, oldukça zengin bir karasal memeli fosil lokalitesi olup, yaklaşık 12 milyon yıl öncesine tarihlenen gergedan, zürafa, fil, at, sırtlan, otçullar, misk geyiği, antilop, böcekçil ve kemirgen fosilleri içermektedir. Gebeceler’deki zengin zürafa koleksiyonu yöreye özgü bir zürafa türüne işaret etmektedir. Bu lokaliteyi Anadolu’daki diğer lokalitelerden ayıran en önemli özellik çok sayıda fosil hayvan dışkısı- koprolit içermesidir, hatta sayıca Avrupa’nın en zengin koproloit koleksiyonunu içerdiği söylenebilir." 

   Fosillerin incelendikten sonra sergilenebileceğini kaydeden Mehmet Tanır, şunları söyledi: "Sandıklı/Karkın fosil lokalitesi ise yaklaşık 9 milyon yaşlı karasal memeli fosil lokalitesi olup, domuz, zürafa, otçullar (keçi, ceylan, antilop), sırtlan, kedigiller, at, kemirgen, fil ve gergedan fosilleri içermektedir. Bu lokalitelerde bulunan fosillerle ilgili paleontolojik çalışmalar ile elde edilen veriler ışığında bölgedeki karasal birimlerin yaşlandırılması gerçekleştirilebilecek ve yörenin doğa tarihiyle ilgili bilgilere ulaşmak mümkün olacaktır. Gerek yüzey araştırması gerekse kurtarma kazıları kapsamında bulunan fosillerin incelenmesinin ardından Afyonkarahisar Müze Müdürlüğü’nde doğa tarihi seksiyonu oluşturularak sergilenmesinin mümkün olabileceği düşünülmektedir."

Kaynak: DHA Afyonkarahisar / Sait KARADUMAN
Kaynak: İHA Afyonkarahisar

Haberin yer aldığı başlıca bağlantılar...
Hürriyet Gazetesi
Milliyet Gazetesi


Afyonkarahisar'da 9-12 Milyon Yıllık Fosiller Bulundu

8 Ağustos 2017 Salı

Basında 11. Sarı Dede'yi Anma ve Kültür Festivali

Basında 11. Sarı Dede'yi Anma ve Kültür Festivali / Selçik Haber

   AFYONKARAHİSAR'ın Sandıklı İlçesi'ne bağlı Selçik Köyü'nde 11'inci Sarı Selçik Dedeyi Anma Programı düzenlendi.

Selçik Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen programa CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal, CHP İlçe Başkanı Fatma Toptaş, Selçik Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Ali Karamanav, Selçik Köyü Muhtarı Veli İncekara, bazı dernek ve vakıfların başkanları, çevre il, ilçe ve köylerden vatandaş katıldı.

   Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından Selçik Köyü semah ekibi gösteri sundu. Aydın Karamanav, Barış Sencan, Ebru ve Halil İbrahim Özünlü, Onur Kocamaz ve Özlem Taner söyledikleri türkü ve deyişlerle geceye renk kattı. Etkinliğe katılan sanatçılara festival adına onurluk takdim edilmesiyle program sona erdi.

   Festival Tertip Komite Başkanı Metin Özdemir, "Sarı Dede'nin manevi ikliminde bütün dünyaya barış ve kardeşlik dileklerimi iletiyorum. Bu kültür ve inancı yaşayan ve yaşatan, öğretisinden vazgeçmeyen, zalime boyun eğmeyen toplumun tüm bireylerine saygılarımı sunuyorum" dedi. / DHA Sandıklı


Basında 11. Sarı Dede'yi Anma ve Kültür Festivali / Selçik Haber

11. Sarı Dede'yi Anma ve Kültür Festivali'nden Basına Yansıyanlar

http://www.hurriyet.com.tr/sari-selcik-dede-anildi-40538021

http://afyontime.com/sari-dedeyi-anma-etkinlikleri-yapildi/32566/

http://www.sandiklipostasi.net/

http://sandiklisesi.net/haber_detay.asp?haberID=977


Selçik Haber

13 Nisan 2017 Perşembe

Bir Dedenin Rüyası

Bir Dedenin Rüyası - Mehmet DEMİRCİ / Yeni Asır


İnşaat mühendisi Talat Uslu anlattı.
Talat Bey Afyon Sandıklı'da 3 nesilden beri demircilik yapan bir ailedendir. Demirci ustası dedesi Yusuf'un ilgi çekici bir rüyasını anlatır. Olay tahminen 1950 senesinde geçen bir alacak konusudur. Önce "Alacak" ne demek onu anlayalım. O yıllarda Yusuf ustanın müşterileri genellikle çiftçilikle uğraşan köylülerdir.
Bunlar bütün sene boyunca kazma kürek saban gibi demirci işlerini Yusuf ustaya yaptırırlardı.
Yapılan iş bir deftere kaydedilir ve ücreti hasat zamanında buğday veya arpa olarak tahsil edilirdi. İşte bunun adı "alacak" idi. Usta ve müşteri arasında güven olduğu için, hangi işe ne kadar buğday alınacağı bellidir.
Burada bir parantez açalım.
1950 öncesi ve sonrasında Türkiye'de para son derece kıttır ancak devlet memurlarının elinde biraz para bulunurdu. O yıllarda nüfusumuz 20 milyon, milli gelirimiz 36 milyar dolardır.
Özellikle köylünün elinde para olmadığı için alışverişler genellikle takas usulüyle yapılırdı. Demirciden alınan malzemeye karşılık buğday verilirdi.

UNDAKİ KAN

Konuya dönelim: Yusuf usta ve oğlu Ali alacak toplamak üzere bir Alevi köyü olan Selçuk / Selçik köyüne giderler, akşama kadar, müşterileri olan köylülerden borçları karşılığı buğdayları toplayıp çuvallara doldurarak Sandıklı'ya gönderirler.
Yusuf usta ud çalan, nefesler söyleyen sözü sohbeti yerinde biridir. Onun için akşamları, bulunduğu köyün odasında geç vakitlere kadar onun sohbetinde bulunup konuştururlardı.
İşte böyle bir gecenin sonunda baba oğul köy odasında yatıp uyurlar. Sabaha doğru Yusuf usta gördüğü rüyanın dehşetiyle uyanır ve oğlunu uyandırır:
"Oğlum Ali kalk ben bir rüya gördüm." der. Oğlu heyecanlanmıştır:
"Hayırdır inşallah buba.." Yusuf usta anlatmaya başlar:
"Rüyamda aldığımız buğdayları değirmende öğütürken unların kanlı olarak geldiğini gördüm. Oğlum biz galiba bir yanlışlık yaptık, onun için defteri aç tekrar kontrol edelim."

HATA DÜZELTİLİR

Defter açılır, orada verilen hizmetler ve karşılık olarak ne alındığı yazılıdır. Birkaç kontrolden sonra hata bulunur. Derhal Sandıklı'dan hatalı alınan hasat çuvalıyla geri getirilir. Hemen müşteriye tekrar gidilip hata anlatılır, fazlalık olarak alınan buğday iade edilir ve tekrar helalleşilir.
Köylünün nezaketi ise daha da bir manalıdır: "Ya Yusuf ben fazla aldığını bildim amma Yusuf Usta'nın bir bildiği vardır diye ses çıkarmamıştım." Türkiye bu sağlam inançlı ve karakterli insanlarımız sayesinde ayaktadır. Günümüzde de örnekleri vardır: Bir televizyon belgeselinde Antalya yöresinde demircilik yapan bir vatandaşımız dikkatimi çekti. Dağ köylerinde kullanılan nacak, tahra, balta gibi aletleri imal ediyordu. Birkaç nesil ötesinden, dedelerinden itibaren demircilik yaptığını söyledi.
Sakin ve sevecen bir yüz ifadesiyle şöyle diyordu: "Babam bana tenbih etti, oğlum yaptığın işi önce kendin beğenmelisin. Ben de bu ölçüye hep dikkat ederim. Hamdolsun geçimimizi bu yolla sağlamaktayız."

8 Şubat 2017 Çarşamba

Bu Macera Aşkla Başladı

KÖYLÜLERİMİZDEN HABERLER

Bu Macera Aşkla Başladı / Hürriyet

   Turist rehberi Ali İleri, aşık olduğu Conny’nin peşinden Almanya’ya geldi. Hem Conny ile daha yakınlaşmak, hem de doktorasını yapmak istiyordu... Gündüzleri üniversiteye gidiyor, geceleri de bir restoranda bulaşık yıkıyor, temizlik yapıyordu. Ama bu tempoya daha fazla dayanamadı. Bünyesi kaldırmadı... Bu yüzden okulu bıraktı. Ticarete atıldı. Fransa’da bir fuarda, üstelik Türk standında yaşadığı bir olay Ali İleri için dönüm noktası oldu. “Beni resmen kovdular. Bu olay çok canımı sıktı” diyen İleri, o anda kafasına koydu... Avrupa’da yılda 4 milyon Türk malı havlu, peştamal, kese, sabun, krem, şampuan benzeri banyo ve kozmetik ürünleri satan Ottoman 1881 işte böyle doğdu.

   Sizin Almanya maceranız nasıl başladı?.

   Almanya’dan gelen turistlere Türkiye’de rehberlik yapıyordum. 1998 yılında gelen grubu gezdiriyordum. Grupta Conny adındaki genç kızla aramızda önce arkadaşlık başladı. Ardından bu arkadaşlık aşka dönüştü. Birbirimizi çok sevdik. 1999 yılında Türkiye’de deprem oldu. Tabi yaşanan terör olayları da eklenince turist gelmez oldu. Turizmde bugüne benzer günler yaşanıyordu. Ben de bu durumdan yararlanarak Almanya’ya geldim. Hem Conny ile birbirimizi yakından tanıyalım istedik, hem de doktoramı yapacaktım. Hedefim akademik kariyerdi. Potsdam Üniversitesi’ne yazıldım. Ama okul maceram kısa sürdü. Çalışmak zorundaydım. Okul ve işi birlikte yürütemedim. Okula gittiğim sırada akşamları saat 22.00’den 04.00’e kadar bir İtalyan restoranında bulaşık yıkayıp temizlik yapıyordum. Tabi çok zordu. Sabaha doğru eve gel, ardından az uykuyla okula git. Bünyem kaldırmadı. Bu yüzden okulu bıraktım..

   İlk hedefinizi tutturamadınız yani!

   Maalesef olmadı. Ancak Conny ile birbirimizi daha çok sevdik ve evlendik. Çalıştığım İtalyan restoranından ayrıldım. Türk Hava Yolları’nın Berlin bürosunda işe girdim. Yarım gün çalışıyordum. Sabahları Potsdam’dan kalkıp Berlin’e geliyordum. Berlin’de çalışmanın yanında Türkiye hasretini de gideriyordum. Bu bana iyi geliyordu. Potsdam’da Türk yoktu. Türkiye ile özlemimi sadece tren istasyonuna gelen Hürriyet Gazetesi ile gideriyordum. O yüzden Berlin bana çok iyi geliyordu. THY’den aldığım ücret bana yetmeyince Berlin’deki Türk bakkallarına elma çayı satmaya başladım. İşten çıkıyordum akşamları da kentteki bakkalları gezip çay pazarlıyordum. Daha sonra THY’den ayrıldım. 25 metrekarelik bir dükkanı depo olarak kiraladım. Bakkallara pazarlamanın yanı sıra fuarlara gidiyordum. Fransa’da fuarda yaşadığım olaydan dolayı çay satmayı bıraktım. Şimdiki işimi kurdum..

   Fransa’da ne yaşadınız ki ticarette başka bir alana kaydınız?

   Çay işi çok tatmin etmiyordu. 2006 yılında Fransa’da fuarda gezerken Türk sabunları ve benzeri hijyen ürünlerinin satıldığını gördüm. Stanttaki görevlilerle konuşmak istedim ancak beni resmen kovdular. Bu olay çok canımı sıktı. Hem Türk ürünlerini satıyorlardı, hem de Türklere ve Türkiye’ye saygıları yoktu. Almanya’ya döndüğümde kafama koydum. Dedim ki ‘Ben de Türk ürünü sabun, havlu, peştamal, kese, zeytin yağından yapılan şampuan ve krem satacağım...’ Ancak çevremdekiler beni ciddiye almadı. Benimle dalga geçtiler. Yapamayacağımı söylediler. ‘Bunlarla uğraşacağına git bir küçük dükkanda döner sat. Koy cebine ayda 2-3 bin Euro otur yerine’ dediler. Ben ise kafama koymuştum. Onlara ‘Hem de Türkiye’den üretilenleri getireceğim’ dedim. İnat ettim. Ottoman 1881 isimli şirketi kurdum. İlk başlarda Türkiye’de paketlenen ürünleri getirip satmaya başladım. Türkiye’nin dört bir yöresinde üretilen sabun, peştamal, zeytinyağından üretilen krem, şampuan, losyon, havlu, kese ve bunun gibi aklınıza ne geliyorsa getirdim. Başlarda Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde yılda 12 kez fuarlarda stand açıyordum. Standlarda hem pazarlıyor, hem de perakende satış yapıyordum. Açıkçası istediğim gibi işler gitmedi. Ben de stratejiyi değiştirdim. Ürünleri buraya getirdim. Ambalajını Almanya’da yapmaya başladım. Bunun için de Türkiye’de iki dairemi ve bir arsamı satıp sermaye yaptım. Almanya’da paketlemeye başladım. Almanların ve Avrupa’nın zevkine uygun ambalaj yapmaya karar verdim..

   Burada ambalajlamanın ne tür bir faydası oldu?

   Türkiye’deki ambalajlar pek tutulmadı. Brandenburg Eyaleti’nde büyük bir depo kiraladım. 4 bin 250 metre karelik bir depo. Türkiye’den ürünleri getiriyoruz. Burada ambalajlıyoruz. Ambalaj bölümünde yaşları 16 ile 55 arasında değişen 162 engelli çalışan var. Bu arkadaşlar ürünleri Avrupalıların beğeneceği şekilde ambalajlıyor. Bu arada Brandenburg Eyaleti’nde en fazla engelli istihdam eden bizim şirketimiz. Şirkette yaklaşık 200 kişi istihdam ediliyor. Ambalajın değişimiyle birlikte işler açıldı. Almanya’nın büyük bölümüne ürünlerimizi veriyoruz. Ayrıca Danimarka, İsviçre, Polonya ve İspanya’da da şubeler açtık. Oralara da ürünlerimiz satılıyor. Herhangi bir yerden talep gelirse posta yoluyla 24 saatte ulaştırabiliyoruz. İçindeki ürün aynı olmasına rağmen ambalaj değişince patlama yaşandı..

   Şirketin ismi oldukça dikkat çekici. İsmin bir hikayesi var mı?

   Benim büyük büyük babam Osmanlı ordusunda asker. Yemenden dönüşte sabun getiriyor. O sabunları çarşıda satıyor. Karşılığında da akçe alıyor. Bizim ailenin ilk ticareti olarak bu tarih biliniyor. Yani 1881... Ben de bu yüzden şirketin adını Ottoman 1881 koydum. İsim de sanırım uğurlu geldi..

TÜRK VE HİTİT TARİHİNİN İZLERİNİ SÜRÜYORUM.

   Yaşadığım bölgede hemen hemen hiç Türk yok. Tarihe ve kültüre meraklıyım. Geleneklerimize bağlı biriyim. Çocuklarımla çok zaman geçirmeyi tercih ediyorum. Onlarla tarihi ve kültürel alanları geziyoruz. Biri 13, diğeri 10 yaşında iki kızım var. Birisiyle tavla oynamayı seviyorum. Diğeriyle de satranç. Eşim ve iki kızımla dünyanın birçok ülkesini gezdik. Vietnam’a gittik. Amerika’yı gezdik. Avrupa’da müzeleri ziyaret ediyoruz. Ben bu gezilerde ve boş zamanlarda iki kızıma Türk ve Osmanlı tarihini ve kültürünü anlatıyorum. Avrupa’da Türk tarihini ve Hitit tarihinin izlerini sürüyorum..

Ali VARLI / Hürriyet - 13 Ocak 2017
Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/bu-macera-askla-basladi-40335224

Selçik Haber Bülteni'ni Okumak İçin Tıklayın...

Selçik Haber Bülteni'ni Okumak İçin Tıklayın...
Selçik Köyü Aylık Haber Bülteni "Selçik Haber" 1 Yaşında!