Hızır Aşkına!
Kadimden bu yana topluluklar zamanla değişerek-gelişerek, komün halinde yerleşik bir arada yaşamaya başladıklarından beri, ihtiyaçlarını karşılamak için tarım ve hayvancılık kültürü yaygınlaşmasıyla birlikte gün, hafta, ay, mevsim vs. zaman belirleyen birimlerde, bolluk, bereket için çeşitli kutlama törenlerini yapmaya başlamışlardır. Her topluluk kendi inancına ve kültürüne göre kutsal, kimlikler ve semboller yaratarak medet umarak, kurtarıcı gözle bakmışlardır.
Bütün inançlarda adı farklı da olsa « Hızır kültü » vardır. Alevilerin inancında Hızır ab-u hayat içmiş, ölümsüzlüğe ulaşmıştır. Tüm müşküllere yardım eden, darda kalanlara, zorluğa düşenlere, her çağırana anında ulaşır. Temiz bir inançtır. Car diyenin carına yetişen, o gördüğü zat Hızır’dır. Hızır demek hazır demektir. « İster Bozatlı Hızır olsun, ister güçlü kuvvetli bir Hazır olsun ».
İnsanoğlu doğduğu günden öldüğü güne kadar yardıma muhtaçtır. Doğunca annesi, babası, bakıcısı onun Hızır’ıdır. Biraz büyür, öğretmeni onun Hızır’ıdır. İlim tahsil eder, ilmi onun Hızırıdır. Bir Mürşit bulur, intisap eder, Mürşid’i onun Hızır’ıdır. Bastığı her yeri yeşerttiğine inanılan Hızır, Aleviliğin yayıldığı çok geniş coğrafya da bir çok yerde anılmış veya davet edilmiştir. Hızır günleri ile başlayan üç günlük orucun amacı nefisi kırma olarak kabul edilmekle birlikte, cemde « Yol kardeşleri » ikrar verip görgüden geçerek « Eline, diline, beline sahip olmayı », « Yetmiş iki millete bir nazarla bakmayı », evrensel yaşamı ilke edinmeyi ve rıza şehrini hayata geçirmek için hümanist aşkla yanıp tutuşmayı beraberinde getirir. Hızır oruçları, Alevi inancında bir nevi umutların yeşermesi, hayallerin gerçekleşmesi, bahtların açılması, barışın ve kardeşliğin yaşatılması, eşitliğin sağlanması ve bolluk-bereketin olması için tutulur. « Her Yol talibi » Hızır Orucunda olduğu gibi yılın her gününde nefsi, kin ve kibirlik ile mücadele etmek için oruçlu olmak zorundadır. Alevilikte oruç sadece yemek ile içmekle sınırlı değildir.
Anadolu Alevilerinin günlük yaşamlarında Hızır kültünün ve inancının yeri tartışılamaz bir özeliğe sahiptir. Derdine derman arayan, darda, çaresiz kalan ve dilek dilemek isteyen her can « Yetiş carıma ya Hızır » diye seslenir. Hızır’ın Hakk’ın ta kendisi olduğuna inanır. Genellikle Hızır günlerinden, gelen misafirlerin, Hızır’ın donunda konuk olarak gelip kendilerini sınandığını inancını taşıdıklarından, gelen misafire hürmetten kusur etmezler. Alevi inancında Hızır’ın bir diğer özeliği de, her canın öz temizliğine göre, onu ya cezalandırır veya onurlandırır.
Alevilerin inancına göre, Hızır günlerinin gelmesiyle birlikte sıcak yelin esmesi, karın erimesi, doğanın uyanışı ile birlikte eski yılın bitmesi ve yeni yılın başlaması anlamına gelir.
Son dönemlerde Hızır oruçları 13, 14 ve 15 Şubat günleri tutulur diye bir yargı var. Bu yargı bir sorunu beraberinde getiriyor. Eğer oruçlar Salı günleri başlayacaksa bu sabit tarih bu olanağı elimizden alıyor. Hızır oruçlarının tutulması için genel olarak kabul gören, her yılın Şubat ayının ikinci haftasının Salı, Çarşamba ve Perşembe günleridir. Oruç tutan canlar, oruçlarını açmaları için sabit bir saati yoktur. Aleviler oruç tutacaklarsa gece yarısından itibaren ne yerler, ne de içerler. Oruçlarını açmak için ise güneş batışı ve karanlığın çökmesini beklerler.
Bütün canlara yetesin
Mazlum elinden tutasın
Dertlere derman katasın
Yetiş ya Bozatlı Hızır.
Hızır yar ve yardımcınız olsun. Cümle canlara aşk-ı niyazlar...
https://alevi-fuaf.com/tr/2018/02/09/hizir-askina/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder