18 Mayıs 2024 Cumartesi
Kayabelen'nde Hamza Şeyh Dede Anıldı
28 Nisan 2024 Pazar
Kayabelen Festivali 18 Mayıs 2024 Cumartesi Günü
20 Mart 2024 Çarşamba
Alevilik'te Sultan Nevruz Bayramı
Nevruz Bayramımız Kutlu Olsun
30 Ocak 2024 Salı
Hızır Oruçlarınız Kabul Olsun
21 Mart 2023 Salı
Sultan Nevruz Bayramımız Kutlu Olsun
Sultan Nevruz Bayramı
Bütün milletlerin kültürlerinde görülen yeni yıl törenleri, yaşama biçimlerine, coğrafyalarına, ekonomik yapılarına, inanç yapılarına uygun koşullarda, uygun zamanlarda çeşitli pratiklerle kutlanır. İnanca bağlanan yeni yıl törenleri, Asya ve Ön-Asya toplumlarında benzer iklim ve coğrafya şartlarında zaman, ad ve pratik benzerliğiyle kutlanmıştır (Malinowski, 1998:152)
İnsanlık yaşamında ırk, dil, din, cinsiyet, fiziki özürlülük, ayrımı koşulsuz yapılmamalıdır ki hiç düşünmeden inancını ve kültürünü olduğu gibi yaşamına yansıtabilsin. İnsan kendi tarihinde her zaman doğa ile ilişkilerini özel ve önemli kılmış, bu ilişkiye törensel bir şekilde yaklaşmış ve onu kutsamıştır. İyiye, güzele ve yeniye dair ne varsa onu en sevdikleri ile özdeşleştirmiştir. Kış aylarının durağan ve kasvetli havasından kurtulma, üretime geçebilecek, toprağı işleyebilecek, hareketsizlikten harekete dolayısı ile bereketin başlangıcı bir gündür Nevruz.
Nevruz; Farsça bir kelimedir ve yeni gün (yeni/New gün/roz) anlamına gelir. Miladi takvime göre 21 Mart günü Nevruz günüdür.
Nevruz şenlikleri, geniş bir coğrafyaya yayılmış, çeşitli kültürlerde içinde farklı ad ile yer almıştır. Nevruz şenliklerindeki pek çok motif ortak olmakla birlikte her kültür çevresinde farklılıkların görülmesi de doğaldır. Her sosyal grubun kutlama şekilleri Nevruzun içeriğini de değiştirmektedir. Bazı toplumlarda mitolojik kaynağa, bazı toplumlarda dini kaynağa oturtulmaya çalışılmıştır. Nevruz, çeşitli toplumlarda kendi kültürünün derinliklerindeki bir olayın kaynağı (Demirci Kawa, Ergenekon vs.) olarak göstererek kültür değerleriyle özdeşleştirip sembolleştirerek bayram niteliğinde kutladıkları gündür.
Tarihsel olarak Nevruz geleneği; ne İslamiyet, ne Sünnilik, ne Alevilik, ne Bektaşiğin doğuşu ile doğrudan bir bağı yoktur. Yani aslında Nevruz bir dinin veya mezhebin bayramı olmayıp tarihsel ortak bir değerdir. Nevruzun bir din adına, bir etnik topluluk adına sahiplenilmesi, bağlı gösterilmesi, istismar edilmesi bir ayrılık unsuru olarak takdim edilmeye çalışılması yanlıştır. Kadim ve ortak bir gelenektir mirastır.
Nevruz’a ilişkin söylencelerde her kültürde yer yer bu manada büyük farklılıklarla karşılaşılır. Eldeki kaynakların verdikleri bilgilere göre Nevruz, İran kökenli bir bayram olup oradan diğer ülkelere yayılmış, zamanla herkesin kendi söylencelerini de katarak kutladıkları bir yerel bayram haline gelmiştir. Ancak, gittiği her ülkede, yeni bir takım tema ve motifler alarak, anlam bakımından daha da zenginleşmiş, her halka özgü nitelikler de kazanmıştır.
Nevruz İran’dan Orta Asya’daki Türkî halklara, İslamiyet’in kabulü ile Araplara, geçmiş oradan Diyar-ı Rum diye adlandırılan Anadolu’ya ve buradan da Balkanlar’a yayılmıştır. Nevruz, yine bu coğrafyada (Nevroz=Kürtçe Nawroz) Nawroz adı ile Kürt tarihinde Demirci Kawa efsanesinde gecen Demirci Kawa'nın kral zalim Dehhak'ı öldürmesi ve halkını özgürleşmesinin günü olarak da kutlanır.
Türk Cumhuriyetleri'nde Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Azerbaycan ile Rusya Federasyonu bünyesindeki Tataristan 21 Mart Ergenekon/Nevruz Bayramı'nı "Milli Bayram" olarak ilan etmişler, Türkiye'de de 1991 yılında Türk Dünyası ile birlikte ortak bir gün olarak resmi tatil olmaksızın bayram ilan edilmiştir.
Alevilerce Nevruz yeni yıl ve baharın başlangıcı ile beraber inançsal boyutta: Evrenin, Dünya’nın ve Âdemin yaratılısının nurunu (alevini) sembolize edilen Hz. Ali’nin hem doğum günü, hem de Hz. Fatma ile evlendiği, yaradılışın sevgi ve mutluluğun Alevlendiği bir gün olarak kutlanılır.
Yezidiler’de için "sarisal-ida sersale" yeni yıl bayramı olup, Nisan’ın ilk çarşambası kutlanır. Yezidilere göre 14 Nisan gece ile gündüzün birbirine eşit olduğu gün kabul edildiğinden 14 Nisanda kutlanır. İranlılarda da Nevruz büyük anlama sahiptir.
İranlılar her yıl Nevruzu büyük şenliklerle yeni yılların başlangıcı olarak kutlamaktadırlar. Orta Asya’da, Balkanlarda, Ortadoğu da her halk Nevruzu bolluk ve bereket dileğiyle kendi âdetince, manasında kutlayıp şenlik yapmaktadır.
Alevi söylencelerinde Nevruz'da gerçeklesen önemli olaylar söyle sıralanır:
*Dünya kuruluşunu bugün tamamlar.
*Hz. Muhammed’e nübüvvet bugün ihsan edilir.
*Hz. Ali’nin bugün doğmuştur
*Bugün Hz. Ali ile Hz. Muhammed’in kızı Hz. Fatma ile evlendiği gündür.
*Hz. Muhammed, bugün Gadir-hum’da okuduğu hutbede, Hz. Ali’yi Vasi tayin eder ve kendisinden sonra Müslümanların önderi (imamı) ilan eder.
*Bugün Hz. Ali’nin hilafeti elde ettiği gündür.
*Bugün Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin Anadolu’ya gelişinin ilk günüdür. Rum Erenlerinin Şah-ı Velayeti karşıladıkları gündür.
*Bugün Gaip Erenleri “Kırklar’ın” toplandığı gün olarak inanılır. Bu nedenle bugün “Kırklar Bayramı” olarak ta bilinir.
*Hz. Hüseyin’in intikamını almak için Muhtar Sakafi önderliğinde gizli bir teşkilat kurulur. İhtilal işareti olarak mahallelerde büyük bir ateş yakılır. Bu günde tesadüfen 21 Mart’a denk gelir! O günden bugüne değin Alevilerce zulme başkaldırı işareti olarak ateş yakılır.
*Bugün Hz. Âdem Peygamberin yaratıldığı gündür.
Anadolu’da Alevi-Bektaşi süreğinde Nevruz; erkânı sabahtan başlar. Toplu olarak sabah yemeği yenecekse, önce Dedenin vereceği bir dua başlanır ve herkese süt ikram edilir ve kahvaltı yapılır. Daha sonra dargınlar barıştırılır. Hasta ve yoksullar ziyaret edilir, gönülleri alınır. Yeni ölmüşlerin evlerine taziyeye gidilir. Türbe ve mezarlıklar ziyaret edilir. Nevruz şenliklerinin yapılacağı ev ve kır yerleri önceden saptandığı için, bu yerlerde tüm hazırlıklar tamamlanır.
Yaşlılar için ayrı bir mekânda, gençler için ayrı bir alanda muhabbet sofraları kurulur. Gençler kırlarda şenlikler yaparlar, halaylar çekerler, ateş üstünden atlayarak dilekler tutarlar. Genç kızlar ve oğlanlar karşılıklı mani söylerler. Soğan kabuğu ile boyanmış yumurtalar tokuşturulur ve yenir, bolluk-bereket dileklerinde bulunulur.
Nevruz Bayramı akşamı “Meydan” açılır. Taliplere “Nasip” verilir. Cem evinde toplanılır. Tüm canlar hazır olduktan sonra, Nevruz Erkânının icrasına başlanır. Mutluluğu paylaşmak adına Cem’de günün anlamı, Sultan-ı Nevruz ve Hz. Ali, Hz. Fatma, hakkında bilgi verilir, hakkında muhabbet edilir. Gülbanklar, deyişler okunur, semahlar dönülür 12 hizmet yürütülür, canlar getirdikleri lokmaları paylaşılır.
Sultan Nevruz günü cemdir erenler
Gönüller şad oldu ehl-i imanın
Cemâl-i yâri görüp doğru bilenler
Himmeti evince Nevruz Sultan'ın.
Cümle eşya bu gün destur aldılar
Aşk ile didara karşı yandılar
Erenler ceminde bâde sundular
Himmeti erince Nevruz Sultan'ın.
Erenler dergâha rûşen bu günde
Doldurmuş badeyi, sunar elinde
Susuz olan kanar kendi gölünde
Himmeti erince Nevruz Sultan'ın.
Sultan Nevruz günü canlar uyanır
Hal ehli olanlar nura boyanır
Muhib olan bu gün ceme dolanır
Himmeti erince Nevruz Sultan'ın.
Pir himmet eyledi bu gün kuluna
Cümle muhib bu gün cemde buluna
Cümle eşya konar kudret balına
Himmete erince Nevruz Sultan'ın.
Âşık olan canlar bu gün gelürler
Sultan-ı Nevruz günü birlik olurlar
Hallâk-ı cihandan ziya olurlar
Himmeti erince Nevruz Sultan'ın.
Pir Sultan'ım eydür, erenler cemde
Akar çeşmim yaşı her dem bu demde
Muhabbet ateşi yanar sinemde
Himmeti erince Nevruz Sultan'ın.
20 Mart 2023 Pazartesi
Nevruz Bayramımız Kutlu Olsun
9 Mart 2023 Perşembe
PİRHA - Afyonlu Alevilerin Ziyaret Edip, Çerağ Uyandırdığı İki Türbe: Gelincik Ana ve Babadağlar
PİRHA- Afyon Sandıklı’ya bağlı Sarıcık köyü mevkiinde Gelincik Ana ve Babadağlar türbesi var. Selçik Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Metin Özdemir, “Gelincik Ana Türbesi ve Babadağlar Türbesi, Alevi Bektaşilikten izler taşıdığı, bizim ritüellerimizin içerisinde yer aldığı için makamları, mevkileri kaybolmasın unutulmasın diye buraları korumaya çalışıyoruz” dedi.
Selçik Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Metin Özdemir ile Afyon Sandıklı’ya bağlı eski Frigya yerleşim yerlerinden olan şimdiki adıyla Sarıcık köyü mevkiinde bulunan ve Alevi erenleri ve evliyalarından olan Gelincik Ana ve Babadağlar Türbesi ile ilgili konuştuk.
“ÇERAĞLAR UYANDIRILIR, DUALAR EDİLİR”
Eski yerleşim yerlerinden olan Sarıcık köyünde Alevi Bektaşi inancı açısından kutsal saydıkları iki türbenin bulunduğunu belirten Özdemir, “Sandıklı bölgesinde 120’nin üzerinde türbe, yatır, ziyaretgahlar olduğu söyleniyor. Kimisi türbe, kimisi yatır mezar halinde. Bunlardan birisi Babadağ’ın tepesinde bulunan Babadağlar Türbesi. Baba Sultan’ın hemen alt tarafında da yine bu kaya mekanlarının bulunduğu yerde Gelincik Ana yatırımız var. Baba Sultan’ın Seyit ailelerinden gelen ve bize büyüklerimiz tarafından aktarılan rivayetlerden buranın manevi önderi olduğu da düşünülmektedir. Önemli günlerimizde gelip burada çerağlar uyandırılır, dualar edilir” dedi.
“KORUMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Sarıcık köyünde tarihi kaya mekanların olduğunu, 150 -200 yıl öncesinde de yerleşim yeri özelliğini kaybetmeye başladığını aktaran Özdemir, şöyle devam etti:
“Tarihi kayıtlarda Es Seyit Durali Bin Mestan diye bir ailenin ismine rastlıyoruz. Buralardan gelmiş, geçmiş, bu yolu, bu erkanı sürmüş olan canlara saygı duyuyor, onların maneviyatını yaşatmaya çalışıyoruz. Buradaki gerek Gelincik Ana Türbesi gerekse de Babadağlar Türbesi olsun, Alevi Bektaşilikten izler taşıdığı, bizim ritüellerimizin içerisinde yer aldığı için makamları, mevkileri kaybolmasın unutulmasın diye buraları korumaya çalışıyoruz.”
“SUYA, TAŞA, TOPRAĞA DOKUNDUĞUMUZ ZAMAN İNANCIMIZIN GÜZELLİKLERİ BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKIYOR”
Selçik Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Metin Özdemir, “Doğanın içinde suya, ağaca, taşa, toprağa, kuşa, böceğe dokunduğumuz bir mekân. O yüzden Aleviliğin içeresinde yer alan bu unsurlarla da bütünleştiği zaman inancımızın güzellikleri bir kez daha ortaya çıkıyor. Ziyaret yerlerimizi, türbelerimizi belli ve önemli günlerde ziyaret etmek, çerağlarımızı yakmak inancımızın kültürümüzün sürdürülmesi açısından toplumu canlı tutuyor” diye belirtti.
Cebrail ARSLAN/AFYON
https://pirha.org/8-haziran-2022-carsamba-gundem-327044.html/08/06/2022/
PİRHA - Köyümüz Selçik’te Alevi İnancındaki Bütün Ritüeller Eksiksiz Olarak Yerine Getiriliyor
PİRHA- Sandıklı’da Selçik Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Metin Özdemir, Sarı Dede Sultan Cemevi’nde yürüttükleri faaliyetlere ilişkin konuşarak, “Köyümüzde Alevi ritüellerini eksiksiz yerine getiriyoruz. Gençlerimize sahip çıkarak, geçmişten aldığımız mirası daha da zenginleştirerek gelecek kuşaklara aktaracağız. Bu bir devir teslim, bu bir kültürel miras. Bunu yaşatmak, ayakta tutmak bizim boynumuzun borcu” dedi.
Afyon Sandıklı’ya bağlı Selçik Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Metin Özdemir, Sarı Dede Sultan Cemevi hakkında bilgi vererek, yürüttükleri faaliyetler üzerine konuştu.
Sarı Dede Sultan Cemevi’nin, Sarı Dede Türbesi’nin bitişiğinde bulunduğunu belirten Özdemir, cemevinin üst katında cemin yapıldığı alanın bulunduğunu, alt katında ise aşevi olduğunu belirtti.
Kentleşmeye geçilmeden önce cemlerin evlerde ya da köyün en büyük hanesinde yapıldığını da anımsatan Özdemir, 2000’li yılların başında köy muhtarları önderliğinde Selçik Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin katkılarıyla Sarı Dede Sultan Türbesi’nin yanına iki katlı cemevi yapıldığını aktardı.
“ALEVİ İNANCINDAKİ BÜTÜN RİTÜELLERİ EKSİKSİZ YERİNE GETİRİYORUZ”
Özdemir, “Cemevimizin alt tarafında bulunan büyük alanda yılda bir kez Temmuz ayının son haftasında Sarı Dede Sultan Anma Festivali yapıyoruz. Bu festivale yurt içinde ve yurt dışında gurbette bulunan canlarımız, köylülerimiz, misafirlerimiz, konuklarımız geliyor. Sanatçılar türkülerini, şarkılarını söylüyor, semahlarımız dönülüyor. Talip toplulukları ve dedelerimiz köyümüze geldiği zaman birlik cemleri, ikrar cemi, musahiplik cemleri, yıllık görgü cemleri, oruç kurbanları ve Alevi inancındaki bütün ritüeller eksiksiz olarak köylüler tarafından yerine getiriliyor” şeklinde konuştu.
“HAKK’A YÜRÜYEN TÜM CANLARIMIZIN HİZMETİ AYNI ŞEKİLDE YÜRÜTÜLÜR”
Köylerinde yapılan Hakk’a yürüme erkanlarından da bahseden Özdemir, sözlerine şöyle devam etti:
“Bizim yöremizde Hakk’a yürüme erkanlarında Hakk’a yürüyen canımız evinin önünden alınıp kabrimize götürülüp orada sırlanır. Mezarlığımızın hemen yanında üst katı konuk evi, alt katı morg olarak inşa edilen bir binamız var. Dışarıdan gelecek olan Hakk’a yürüyen canlarımız içinde morg hizmeti verilmektedir. Alevilikte Hakk’a yürüyen, ikrarlı olan cana dar kurbanı dediğimiz dardan indirme cemi yapılıyor. İkrar veren canımız, ikrar verdikten sonra yaşamı boyunca yıllık görgülerini yapıyor. Son yapılması gereken hizmet ise, dar kurbanıdır. Köyümüzde ikrarlı olan tüm canlarımızın hizmetleri aynı şekilde yürütülmektedir. Genellikle Hakk’a yürüyen canımızın başında analarımız, bacılarımız aşıklık yapan zakirlerimiz, ozanlarımız dar nefeslerini ve duazlarını söylerler.”
“DEVRALDIĞIMIZ MİRASI ZENGİNLEŞTİREREK SONRAKİ KUŞAKLARA AKTARACAĞIZ”
Selçik Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Metin Özdemir, “Bizlere bu fırsatı verdiğiniz, misafirimiz olduğunuz için Pir Haber Ajansı’nın, Can TV’nin bütün emekçilerine saygılarımı, selamlarımı, teşekkürlerimi iletiyorum. Bu vesileyle biz de bu mekanlarımızı, köyümüzü tanıtmış oluyoruz. Sadece bizim burası için değil Türkiye’de ve yurt dışında ne kadar türbemiz, mekânımız, cemevimiz varsa hepsinin tanıtılması çok güzel bir şey. En önemlisi ise buraların sahipsiz olmadığını, korunan, bakılan, canlı tutulan mekanlar olduğunu da bu sayede göstermiş oluyoruz. Gençlerimize sahip çıkarak, geçmişten ve büyüklerimizden aldığımız mirası daha da zenginleştirerek gelecek kuşaklara aktaracağız. Bu bir devir teslim, bu bir kültürel miras. Bunu yaşatmak, ayakta tutmak bizim boynumuzun borcu. Bizlerde bu yolda, Hak Muhammet Ali yolunda, 12 İmamların ışığında, huzurunda bulunduğumuz Sarı Dede Sultan’ın himmetiyle görevlerimizi yerine getirmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Cebrail ARSLAN/Sandıklı/AFYON
https://pirha.org/11-mayis-2022-carsamba-gundem-323110.html/11/05/2022/
PİRHA - Afyon Sandıklı’da 56 Köyden Sadece Selçik Köyünde Alevi-Bektaşi İnancı Yaşanıyor
Afyon’da da Alevi yurttaşlar yaşıyor. Asimilasyon nedeniyle Alevi köylerinin sayısının azalması dikkat çekiyor. Alevi olarak kalan köylerden biri de Selçik köyü.
Afyon’un Sandıklı ilçesine bağlı Selçik köyünde bulunan Sarı Dede Sultan Türbesi ile ilgili Selçik Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Metin Özdemir, PİRHA‘ya konuştu.
Sarı Dede Sultan’ın; Sarı Dede, Sarı Selçuk gibi isimlerle adlandırıldığını belirten Metin Özdemir, Afyon’da yaşanan asimilasyona dikkat çekerek, “Selçik köyü kuruluşu itibari ile Alevi Bektaşi geleneği inancını yaşıyor. Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesine bağlı yaklaşık 56 köy var. Bu 56 köy içerisinde Alevi Bektaşi inancını, geleneğini sürdüren sadece bizim köyümüz kaldı. Alevi Bektaşi inancını biz bu topraklarda, bu köyde yaşatıyorsak, burada Sarı Sultan Dede türbemizin yer alıyor olması sayesinde. Onun etrafında toplanıyor, onun ışığında bizler bu inancı, bu kültürü, bu geleneği, ritüellerimizi eksiksiz uygulamaya çalışıyoruz”dedi.
Sarı Dede Sultan Türbesinin köyün içinde yer aldığını ve 1952 yılında imece yoluyla restore edilip şu anki halinin verildiğini ifade eden Özdemir,”Eski haliyle hiç bozulmadan yapılmış. Daha sonra canlarımız büyüklerimizin önderliğinde, 1972 yılında burayı ve etrafını yöresel taşlarla yaparak büyük türbe haline ve cemevi görünümüne getiriyorlar. O zamandan beri de bu yapı hala ayakta. Bizler de bu süre içeresinde elimizden geldiğince bakımına, onarımına ve temizliğine özen göstermeye çalışıyoruz. Canlar burayı kendi evlerini nasıl temiz tutuyorlarsa aynı şekilde buraya gelen ve gönüllü hizmet eden dostlarımız da buranın temizliğini düzenlemesini aynı şekilde yapıyorlar. Biz de elimizden gelen desteği sunmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
YILDA BİR KEZ ANMA ETKİNLİĞİ DÜZENLENİYOR
Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sarı Dede Sultan türbemiz, bizim köy tüzel kişiliği mülkiyetine ait tapuda da o şekilde kayıtlı. Bizim köyümüze ait bir mekân, bütün varlığını ve bütün canlılığını bizler devam ettirmeye çalışıyoruz. Bizim dışımızda başka bir mekândan, başka bir kurum ya da kuruluşlardan buraya herhangi bir müdahale söz konusu değil. Zaten bizim birliğimiz beraberliğimiz de onu gösteriyor yani burayı biz titizlikle korumaya çalışıyoruz. Çok sayıda gerek yurt içinden gerekse de yurtdışından belli dönemlerde ziyaretçilerimiz gelir. Dernek olarak da yılda bir kez ‘Sarı Dede Sultan’ı Anma ve Kültür Festivali’ adı altında etkinlik düzenliyoruz.
Bizler 2007 yılından itibaren 13 kez Sarı Dede Sultan’ı Anma ve Kültür Festivali düzenledik. Son iki yıldır malum COVID-19 salgını nedeniyle sağlık koşullarından dolayı ara verdik. Bu yıl 14’üncüsünü 23 Temmuz 2022 Cumartesi günü yapmayı istiyoruz, planlıyoruz. Canlarımızla hep birlikte cemal cemale olmayı, Sarı Dede Sultan’ın etrafında toplanmayı birlik ve beraberliğimizi devam ettirmek istiyoruz.”
“SARI DEDE SULTAN TÜRBESİ YÜZ YILLARCA KALSIN İSTİYORUZ”
Sarı Dede Sultan Türbesinin yüzyıllar boyunca kalmasının çabası içinde olduklarını dile getiren Özdemir, “Restorasyon çalışmaları ve türbenin tescil durumları ile alakalı çabalarımız devam ediyor. İlk yapılıştaki özgün yapısıyla buranın daha korunaklı bir hale getirerek, çatısı akmasın, duvarların sağlam kalsın ve yüzyıllar boyu ayakta kalsın istiyoruz. Canların desteği, bağışları bu noktada katkıları çok büyüktür. İnanıyorum ki Sarı Dede Sultan da bize himmet eder, onun sayesinde çağırdığımız erenlerin, evliyaların yolunda biz de hizmetlerimizi, bu yola, erkana olan bağlılığımızı sürdürmeye devam ederiz” ifadelerine yer verdi.
Cebrail ARSLAN/Sandıklı-AFYON