Oruç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Oruç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Şubat 2019 Cuma

Hızır Orucunuz Kabul Olsun

Hızır Orucunuz Kabul Olsun / Selçik Haber

   Alevi-Bektaşi inancında Hızır olgusu önemli bir yer tutar ve günlük hayatımızda sürekli kullandığımız sözcüklerin başında yer alır.

   Hızır'ın, uğradığı yerlere bolluk ve bereket getirdiğine, dertlere derman, hastalara şifa olduğuna ve aynı zamanda uğurun ve kısmetin sembolü olduğuna inanılır.


   Bu yüzden, darda kalanlar, “Yetiş Ya Hızır” derler. Hızır ayında üç gün oruç tutulur, Hızır kurbanı kesilir ve Hızır Cemi yürütülür.


   Bu yıl Hızır orucu 12-13-14 Şubat 2019 tarihlerinde tutulacaktır. Hızır ayında tuttuğunuz oruçlar divanı dergâhta kabul ve makbul olsun. Şah-ı Merdan Ali yardımcınız, Hızır yoldaşınız olsun...




13 Eylül 2018 Perşembe

Şah Hüseyin ve Kerbela Şehitlerimizi Anıyoruz

Şah Hüseyin ve Kerbela Şehitlerimizi Anıyoruz / Selçik Haber

   İmam Hüseyin’i anmak ! Hakkı, hakikati anmaktır.

Bakıp çar köşeye seyran eyleyen
Yaraların bende İmam Hüseyin
Hak için kendini kurban eyleyen
Yaraların bende İmam Hüseyin

   Kerbela’yı anmak, zulme karşı Hakkın bayrağını göndere çekmektir.

   Kerbela tarihte bir kırılma noktası olmuştur. Kerbela, iyi ile kötünün, zalim ile mazlumun, Hakkın ve batıl olanın hesaplaşmasıdır. İmam Hüseyin, Hakkı, hukuku, Mazlumu, insani olanı temsil etmektedir. Yezit ise barbarlığı, vahşeti, karanlığı temsil etmektedir. Yezidin bütün tekliflerini reddeden İmam Hüseyin ’’ yezit gibi bir fasıka boyun eğmeyeceğim’’ ‘’Kesilmiş Başım bile Yezide biat etmeyecektir’’ diyerek tarihe not düşmüştür. Bu duruş Kerbela'dan günümüze kadar yezit zihniyeti karşısında ezilen, horlanan, katledilen mazlumların yoluna ışık, ellerinde biat etmemenin bayrağı olarak dalgalanmıştır.

   Kerbela, İslam tarihinde de bir dönüm noktası olmuş, saflar netleşmiş, renkler belirlenmiş, ayrışmanın temeli derin çizgilerle belirlenmiştir. Muaviye ve oğlu Yezit tarafından yapılanların bir zihniyet meselesi olduğunu şehitler şahı ‘’Müslümanlar, Yezit gibi bir hükümdara düçar olduğunda artık İslam'la vedalaşmak gerekir’’ şeklinde açıkça dile getirmiştir. Bu söz bir dönemin, bir dönüm noktasının mihenk taşıdır.

   Kerbela'yı anmak sadece matem süresince olmamalı. Elbetteki bu günlerde yoğunluk var ve olmalıdır da… Kerbela davası mazlum ile zalimin mücadelesidir. İnsanlık var olduğu müddetçe olacaktır. Bu mücadele, Kerbela olayını yaratan zihniyet ve o zihniyetin günümüzdeki mirasçılarının saltanatları uğruna halklar üzerindeki baskı ve kendilerine biat etmeyenlere karşı uyguladıkları insanlık dışı zorbalıkları yeryüzünden silininceye kadar devam edecektir.. Amaç Geçmişte olanları hatırlamak, onlardan dersler çıkarmak ve gelecekte olacaklara engel olmak ve Hakça bir düzen sağlamaktır.

   Alevi inancı sevgidir, haktır, hukuktur. kardeşçe bir arada yaşamanın, zulmün, baskının olmadığı bir dünya özlemidir. İmam Hüseyin’i anmak bu özlemi yaşatmaktır. Hakkı, hakikatı anmaktır Haksızlığa boyun eğmemek ve her türden ihanete, bölüp parçalamaya, yok etmeye ve biatçılığa, İnancımıza, değerlerimize, kutsallarımıza cephe açmış iç ve dış mihraklara karşı Hüseyni duruşu sergilemekle eş anlamlıdır…

   Matem orucu gün batmak üzereyken açılır. Canlarımız bulundukları yöreye göre gün batımını dikkate almalıdırlar. Takriben 19.15 — 19.30 arası.

   Hakkın rızası için tuttuğunuz oruçlar ulu divanda ve Kerbela şehitleri için yaşadığınız mateminiz İmam Hüseyin’in dergahında kabul olsun..

AABF İnanç Kurulu
http://www.aabf-inanc-kurumu.com/aabf-inanc-kurulu-matem-mesaji-2018/


7 Eylül 2018 Cuma

Muharrem Ayı ve Matem Orucu Başlıyor

Muharrem Ayı ve Matem Orucu Başlıyor / Selçik Haber

   Muharrem ayı, bütün Aleviler için yas ayıdır. Aleviler, Muharrem ayında kimi yerlerde 10, kimi yerlerde de 12 gün oruç tutarlar. 10 Ekim 680’de Kerbela’da Yezit tarafından öldürülen İmam Hüseyin ve 71 kişi için tutulan oruç aslında bir yas ibadetidir ve İmam Hüseyin şahsında bütün mazlumlara adanır. Aleviler, Hz. Ali ile Muaviye arasında, sonra onların oğulları olan İmam Hüseyin ile Yezid arasındaki mücadeleye basit bir “iktidar kavgası” olarak bakmazlar.

   Aleviler için bu mücadele asıl olarak mazlum ile zalimin mücadelesi olduğu gibi, özgürlükle esaretin ayrışmasını da simgeler. Çünkü İmam Hüseyin, haksızlığa tavır almış, canı pahasına Yezit’e biat etmemiştir. Bundan dolayı da, Aleviler için, Hz. Ali ve oğlu İmam Hüseyin mazlumluğun, direnişin ve adaletin, Muaviye ve oğlu Yezid ise zalimliğin sembolleridir. Bilimsel olarak ele alındığında bu oruç insanlığın en kadim matemlerinden biridir. Kökeni Sümer efsanelerine Anadolu’daki Ana tanrıça tapınımlarına kadar da ulaşmaktadır…

   Bu yıl Kerbela Matemi 11 Eylül Salı başlayıp, 22 Eylül Cumartesi bitecektir…

Muharrem Ayı ve Matem Orucu Başlıyor / Selçik Haber

Muharrem Orucu Niçin Tutulur?

   Anadolu Alevi-Bektaşileri 10 Muharrem’i bir matem günü olarak değerlendirirler. Çünkü Hz. Hüseyin 10 Muharrem 680’de Yezit orduları tarafından Kerbela’da önce susuz bırakılıp daha sonra da başı kesilmek sureti ile şehit edilmiştir. Bundan dolayı Muharrem ayının ilk 12 günü yas-ı matem günleridir. On iki gün boyunca oruçla yas tutan Aleviler, böylece Hüseyin’in Kerbela’daki direncini anarken, Yezit’in Hüseyin’e ve ailesine yaptığı vahşeti lanetlerler.

   Muharrem’in başlangıcı takvimlerde belirtilmekle beraber, geleneksel olarak Muharrem’e Kurban bayramının son gününden 17 gün sayarak başlanır.

   “10 Muharrem – Aşura” diye de anılan bu gün, Muharrem ayının onuncu günü demektir. Nitekim “Aşur” Arap dilinde on, onuncu demektir; bu deyim, bu söyleniş buradan gelir. Kısaca “Âşûrâ”, “Onuncu gün” demektir.

   Muharremin onuncu gününde, Emevi tahtına babası Muaviye’den sonra gecen Halife Yezit (Yani 6. Halife) iktidarının önünde bir engel olarak gördüğü Hz. Muhammed’in torunu, İmam Ali ile Fatima’nın oğlu İmam Hüseyin’in başını 18 Ekim 680 tarihinde Kerbela’da kestirmiş, arkasından da İmam Hüseyin’in başını bir sancağa takarak Kerbela’dan Şam’a götürüp Şam sokaklarında Hüseyin’in kellesiyle top oynar gibi oynayıp eğlenmişlerdir.

   Halife Yezidin önderliğindeki Emeviler bunu (Hz. Hüseyin’in başının kesilmesini) bir zafer olarak görüp, o günü (Âsurâ gününü) bayram günü diye ilan ederek bu günü her yıl bayram diye kutlamışlardır. İşte bu vahşetin yaşandığı gün, Muharrem ayının onuncu günüymüş; “on muharrem yani âşûrâ” tabiri oradan kalmıştır.

   İsa’nın Doğumundan 680 yıl sonra 18 Ekim’de yaşanmış bu vahşetin yasının tutulduğu tarihin her yıl değişmesi Arapların kullandığı ay takviminden kaynaklanır. Hicri veya Kameri de denilen bu ay takviminde bir yıl 354 gün olduğundan dolayı Muharrem ayı her yıl 11 gün önce gelir; “Âşûrâ – On Muharrem günü”de bu yüzden her yılın değişik zaman dilimlerinde gelir.

Kaynak: http://sahkulu.org/

Muharrem Ayı ve Matem Orucu Başlıyor / Selçik Haber


12 Şubat 2018 Pazartesi

Hızır Oruçlarınız Kabul Olsun

   
Hızır Oruçlarınız Kabul Olsun / Selçik Haber


   Hızır Aşkına!

   Kadimden bu yana topluluklar zamanla değişerek-gelişerek, komün halinde yerleşik bir arada yaşamaya başladıklarından beri, ihtiyaçlarını karşılamak için tarım ve hayvancılık kültürü yaygınlaşmasıyla birlikte gün, hafta, ay, mevsim vs. zaman belirleyen birimlerde, bolluk, bereket için çeşitli kutlama törenlerini yapmaya başlamışlardır. Her topluluk kendi inancına ve kültürüne göre kutsal, kimlikler ve semboller yaratarak medet umarak, kurtarıcı gözle bakmışlardır.

   Bütün inançlarda adı farklı da olsa « Hızır kültü » vardır. Alevilerin inancında Hızır ab-u hayat içmiş, ölümsüzlüğe ulaşmıştır. Tüm müşküllere yardım eden, darda kalanlara, zorluğa düşenlere, her çağırana anında ulaşır. Temiz bir inançtır. Car diyenin carına yetişen, o gördüğü zat Hızır’dır. Hızır demek hazır demektir. « İster Bozatlı Hızır olsun, ister güçlü kuvvetli bir Hazır olsun ».

   İnsanoğlu doğduğu günden öldüğü güne kadar yardıma muhtaçtır. Doğunca annesi, babası, bakıcısı onun Hızır’ıdır. Biraz büyür, öğretmeni onun Hızır’ıdır. İlim tahsil eder, ilmi onun Hızırıdır. Bir Mürşit bulur, intisap eder, Mürşid’i onun Hızır’ıdır. Bastığı her yeri yeşerttiğine inanılan Hızır, Aleviliğin yayıldığı çok geniş coğrafya da bir çok yerde anılmış veya davet edilmiştir. Hızır günleri ile başlayan üç günlük orucun amacı nefisi kırma olarak kabul edilmekle birlikte, cemde « Yol kardeşleri » ikrar verip görgüden geçerek « Eline, diline, beline sahip olmayı », « Yetmiş iki millete bir nazarla bakmayı », evrensel yaşamı ilke edinmeyi ve rıza şehrini hayata geçirmek için hümanist aşkla yanıp tutuşmayı beraberinde getirir. Hızır oruçları, Alevi inancında bir nevi umutların yeşermesi, hayallerin gerçekleşmesi, bahtların açılması, barışın ve kardeşliğin yaşatılması, eşitliğin sağlanması ve bolluk-bereketin olması için tutulur. « Her Yol talibi » Hızır Orucunda olduğu gibi yılın her gününde nefsi, kin ve kibirlik ile mücadele etmek için oruçlu olmak zorundadır. Alevilikte oruç sadece yemek ile içmekle sınırlı değildir.

   Anadolu Alevilerinin günlük yaşamlarında Hızır kültünün ve inancının yeri tartışılamaz bir özeliğe sahiptir. Derdine derman arayan, darda, çaresiz kalan ve dilek dilemek isteyen her can « Yetiş carıma ya Hızır » diye seslenir. Hızır’ın Hakk’ın ta kendisi olduğuna inanır. Genellikle Hızır günlerinden, gelen misafirlerin, Hızır’ın donunda konuk olarak gelip kendilerini sınandığını inancını taşıdıklarından, gelen misafire hürmetten kusur etmezler. Alevi inancında Hızır’ın bir diğer özeliği de, her canın öz temizliğine göre, onu ya cezalandırır veya onurlandırır.

   Alevilerin inancına göre, Hızır günlerinin gelmesiyle birlikte sıcak yelin esmesi, karın erimesi, doğanın uyanışı ile birlikte eski yılın bitmesi ve yeni yılın başlaması anlamına gelir.

Hızır Oruçlarınız Kabul Olsun / Selçik Haber

   Değerli canlar, Aleviler genellikle dağlık ve geniş bir coğrafya dağıldıklarından dolayı Dersim yöresinde pirler ve yol uluları taliplerin inançsal hizmetlerini yerine getirmek ve Hızır oruçlarını tutulmak için bölgelere ayırmışlar. Bundan dolayı Hızır günleri Ocak ayının ortalarında başlar ve Şubat ayının ortalarında son bulur. Bu bölgelerde Hızır oruçları her haftanın Salı, Çarşamba ve Perşembe günlerinde tutulur ve Perşembe akşamları Cem erkanları yürütülür.

   Son dönemlerde Hızır oruçları 13, 14 ve 15 Şubat günleri tutulur diye bir yargı var. Bu yargı bir sorunu beraberinde getiriyor. Eğer oruçlar Salı günleri başlayacaksa bu sabit tarih bu olanağı elimizden alıyor. Hızır oruçlarının tutulması için genel olarak kabul gören, her yılın Şubat ayının ikinci haftasının Salı, Çarşamba ve Perşembe günleridir. Oruç tutan canlar, oruçlarını açmaları için sabit bir saati yoktur. Aleviler oruç tutacaklarsa gece yarısından itibaren ne yerler, ne de içerler. Oruçlarını açmak için ise güneş batışı ve karanlığın çökmesini beklerler.

Bütün canlara yetesin
Mazlum elinden tutasın
Dertlere derman katasın
Yetiş ya Bozatlı Hızır.

Hızır yar ve yardımcınız olsun. Cümle canlara aşk-ı niyazlar...

Hızır Oruçlarınız Kabul Olsun / Selçik Haber

Kaynak: Hüseyin Çarman- FUAF Yol Erkan Kurulu
https://alevi-fuaf.com/tr/2018/02/09/hizir-askina/


Selçik Haber I http://selcikkoyu.blogspot.com.tr/

16 Eylül 2017 Cumartesi

Yas-ı Matem 21 Eylül’de Başlıyor

Yas-ı Matem 21 Eylül’de Başlıyor / Selçik Haber

Yas-ı Matem 21 Eylül’de Başlıyor

Muharrem ayı, bütün Aleviler için yas ayıdır. Aleviler, Muharrem ayında kimi yerlerde 10, kimi yerlerde de 12 gün oruç tutarlar. 10 Ekim 680’de Kerbela’da Yezit tarafından öldürülen İmam Hüseyin ve 71 kişi için tutulan oruç aslında bir yas ibadetidir ve İmam Hüseyin şahsında bütün mazlumlara adanır. Aleviler, Hz. Ali ile Muaviye arasında, sonra onların oğulları olan İmam Hüseyin ile Yezid arasındaki mücadeleye basit bir “iktidar kavgası” olarak bakmazlar.

Aleviler için bu mücadele asıl olarak mazlum ile zalimin mücadelesi olduğu gibi, özgürlükle esaretin ayrışmasını da simgeler. Çünkü İmam Hüseyin, haksızlığa tavır almış, canı pahasına Yezit’e biat etmemiştir. Bundan dolayı da, Aleviler için, Hz. Ali ve oğlu İmam Hüseyin mazlumluğun, direnişin ve adaletin, Muaviye ve oğlu Yezid ise zalimliğin sembolleridir. Bilimsel olarak ele alındığında bu oruç insanlığın en kadim matemlerinden biridir. Kökeni Sümer efsanelerine Anadolu’daki Ana tanrıça tapınımlarına kadar da ulaşmaktadır…

Bu yıl Yas-ı Matem 21 Eylül Perşembe günü başlayıp 2 Ekim Pazartesi günü bitecektir…

Muharrem Orucu Niçin Tutulur?

Anadolu Alevi – Bektaşileri 10 Muharrem’i bir matem günü olarak değerlendirirler. Çünkü Hz. Hüseyin 10 Muharrem 680’de Yezit orduları tarafından Kerbela’da önce susuz bırakılıp daha sonra da başı kesilmek sureti ile şehit edilmiştir. Bundan dolayı Muharrem ayının ilk 12 günü yas-ı matem günleridir. On iki gün boyunca oruçla yas tutan Aleviler, böylece Hüseyin’in Kerbela’daki direncini anarken, Yezit’in Hüseyin’e ve ailesine yaptığı vahşeti lanetlerler.

Muharrem’in başlangıcı takvimlerde belirtilmekle beraber, geleneksel olarak Muharrem’e Kurban bayramının son gününden 17 gün sayarak başlanır.

“10 Muharrem – Aşura” diye de anılan bu gün, Muharrem ayının onuncu günü demektir. Nitekim “Aşur” Arap dilinde on, onuncu demektir; bu deyim, bu söyleniş buradan gelir. Kısaca “Âşûrâ”, “Onuncu gün” demektir.

Muharremin onuncu gününde, Emevi Tahtına babası Muaviye’den sonra gecen Halife Yezit (Yani 6. Halife) iktidarının önünde bir engel olarak gördüğü Hz. Muhammed’in torunu, İmam Ali ile Fatima’nın oğlu İmam Hüseyin’in başını 18 Ekim 680 tarihinde Kerbela’da kestirmiş, arkasından da İmam Hüseyin’in başını bir sancağa takarak Kerbela’dan Şam’a götürüp Şam sokaklarında Hüseyin’in kellesiyle top oynar gibi oynayıp eğlenmişlerdir.

Halife Yezidin önderliğindeki Emeviler bunu (Hz. Hüseyin’in başının kesilmesini) bir zafer olarak görüp, o günü (Âsurâ gününü) bayram günü diye ilan ederek bu günü her yıl bayram diye kutlamışlardır. İşte bu vahşetin yaşandığı gün, Muharrem ayının onuncu günüymüş; “on muharrem yani âşûrâ” tabiri oradan kalmıştır.

İsa’nın Doğumundan 680 yıl sonra 18 Ekim’de yaşanmış bu vahşetin yasının tutulduğu tarihin her yıl değişmesi Arapların kullandığı ay takviminden kaynaklanır. Hicri veya Kameri de denilen bu ay takviminde bir yıl 354 gün olduğundan dolayı Muharrem ayı her yıl 11 gün önce gelir; “Âşûrâ – On Muharrem günü”de bu yüzden her yılın değişik zaman dilimlerinde gelir.

Kaynak: http://sahkulu.org/

Selçik Haber

15 Şubat 2017 Çarşamba

Hızır Orucu ve Alevilerde Hızır

Hızır Orucu ve Alevilerde Hızır / Selçik Haber

ALEVİLERDE HIZIR

   Kimsesizlerin kimsesi, sahipsizlerin sahibi, darda,zorda,yolda kalanların, umutsuzların umudu olan Bozatlı Hızır.
Her darda ve zorda kalanlar mutlaka bir kurtuluş yolu veya kurtarıcı ararlar.
Aleviler kendilerine bir kurtarıcı yaratmışlar ve buna da HIZIR demişler.
Hızır farklı şekilde yaşatılmaktadır.
Kimilerine göre; darda,yolda kalanların yardımına,imdadına yetişendir.
Mazlumun acısına ortak olandır.
Bereket dağıtandır. Yoksulun tek umududur. Sıkışanlara yardıma koşandır,düşerken tutulan daldır. Ağlarken güldürendir. Muratları veren, hasretlikleri giderip buluşturandır.

Hızır,Hastaya derman dağıtandır,derde derman olandır, Merhem olandır, şifa dağıtandır.
O bir Haldaştır,yoldaştır.

Hızır sevgilileri kavuşturandır.
Yola yolladım seni
Yollar yollasın seni
Hızır elinden tutsun da
Bana yollasın seni.

Sonuç olarak Hızır en yakın dosttur,yardır,yarendir.
Pir Sultan Abdal bir şiirinde
Binbir adı vardır, bir adı Hızır /
Her nerede çağırsan orada hazır.

Birileri için temennada bulunurken Hızır yar ve Yardımcınız olsun deriz.
Aleviler Hızırı çağırdıklarında dileklerin yerine geldiği yerleri de kutsamışlar isimler vermişlerdir. Hızır suyu, Hızır gölü, Hızır dağı, Hızır deresi ve Hızır tepesi .. gibi.
Aleviler belli zamanlarda Hızırın gelmesini beklerler.
Yardıma ihtiyaç duyduklarında biri gelip yardımcı olduğunda “HIZIR GİBİ YETİŞTİ” denir.
Hızır için oruçlar tutulur, cemler yapılır, lokmalar dağıtılır ve kutlamalar yaparlar.
Alevilerin en büyük bayramı Hızır Bayramıdır. Genelde 13 Şubat Hızır günüdür.

Birçok bölgede onüç şubat günü başlar, Üç günlük oruç tutulur.
Bazı bölgelerde onüç Şubat gününün içerisinde olduğu hafta Salı,Çarşamba ve Perşembe günleri üç gün oruç tutar ve Cuma günü bayram yaparlar.
Hızırı karşılama ve Hızırı uğurlama orucu diye normal tutulacak oruçtan bir hafta önce ve bir hafta sonra bir gün oruç tutanlar vardır.

Kimi bölgelerde üç gün tutulan orucun mutlaka 13 Şubatı içerisinde alan güne denk gelmesini sağlarlar ve oruç sonunda Kutlamalar yapılır.
Bazı bölgelerde yedi gün oruç tutarlar. Son akşam Perşembeyi Cumaya bağlayan gece Hızır Cemi yaparlar Cuma günü Bayram kutlarlar.
Üç gün oruç tutan bekar gençler son oruç açımından sonra o gece sabaha kadar su içmezler ve dileklerde bulunurlar. Rüyasında kim su verir ise onunla evleneceğine inanırlar.
Hızır’ın dileklerini yerine getireceğine, kısmetlerin açılacağına inanırlar.

Bazı bölgelerde On üç Ocakta Hızır ayı başlar ve bir ay sürer.
Bu süre içerisinde her aşiret farklı haftalarda oruç tutarlar.
Dersim,Erzincan,Sivas,Kayseri,Maraş,Adana,Muş,Malatya … gibi bölgelerde Hızır haftasında kavrulmuş buğday, eldeğirmeni denilen değirmenlerde öğütülüp un yapılır.
Bir tepsi içerisine konularak pencere önlerine bırakılır. Hızır’ın gece gelip el süreceğine ve bereket getireceğine inanırlar.
Bu undan yapılan yiyeceğe KAVUT denir. Özellikle Hızır lokması olarak hazırlanır.
Bazı bölgelerde Pilav yapılır.

Hatay,Adana,Mersin bölgesinde yaşayan Aleviler (Nusayri) lerde;
Hızır ile İlyas’ın yılda iki kez bir araya geldiğine inanırlar ve bu iki manevi gücün de ölümsüzlüğüne inanırlar. Hızır ve İlyas ölümsüzdürler.
Yılda iki kez Hatay ili Samandağ ilçesindeki sahilde bir araya geldiğine inanırlar ve Samandağ sahilinde bir türbe yapılmış ve ziyaret yeri oluşturulmuştur.
Abı Hayat içtiklerine inanılır.
Hızır tanrının bir yansımasıdır.

Daha açık bir anlayışla Hızır, Hakkın manevi güç olarak insana yardımcı olduğu anlayışıdır.
Bu anlatılanlardan ve yazılanlardan sonra
Alevi öğretinin temeline bakıldığında Hızır anlayışı oldukça fazla şekil değiştirmiştir.
Alevilerde Hızır, kendi içlerinde doğurdukları, büyüttükleri, şekil verdikleri, sıkıştıklarında ve ihtiyaç duyduklarında kurtarıcı olarak çağırdıkları ve kullandıkları manevi bir güçtür.

Kimi zaman onu Sakallı bir pir olarak görürler, kimi zaman Boz Atı ile darda kalanları kurtarmış olarak görürler. Dilenci kılığında görüldüğü olur.
Yeri gelir dileklerini kabul eden ve yerine getiren bir deha olarak görürler.

Özellikle kış aylarında, Afette, tipide, selde, darda kaldıklarında çağırmaktadırlar.
Hızırla birlikte yaşama tarihi ve günü olarak Yılın en sert ve tehlikeli iki ayı olan Ocak ve Şubat aylarını içerisine alan bir tarihi belirlemişler. Bu tarihte üç gün oruç tutmuşlar.
Tutulan bu oruç günümüzdeki ifadeyle Şükran orucudur.

Alevilerin geçmişte kullandıkları takvimle Miladi takvim arasında onüç gün fark vardır. Günümüzde tutulan Hızır orucu, Ocak ayının son günü olarak 13 Şubat ile Şubat ayının başlangıcı kabul edilen 13,14 ve 15 Şubat günlerinde üç gün oruç tutarlar.
Tutulan üç gün oruç sonrası Hızır kutlaması yaparlar. Çocukları ve yaşlıları memnun etmenin mutluluğunu yaşarlar.
Dikkat edilecek olursa.
Hızır darda kalındığında çağırılan bir güçtür. Bu güç kimi zaman bir birey için, kimi zaman toplum için bir kurtarıcıdır.
Bereket dağıtan, dilekleri kabul edendir.

Kavut ununu pencere önüne bırakırken beklenti, bereket getirmesi, bununla birlikte diğer dileklerin yerine gelmesi için evine uğramasıdır. Kimileri kendileri için bir şeyler isterken, kimileri çocukları için, ailesi için, komşusu için, toplum için çeşitli dilekler dilerler.
Bu gerekçelerden de anlaşılıyor ki Hızır’a oldukça farklı misyon yüklenmiştir.
Her Alevi kendisine göre Hızırı çağırır.

HIZIR
Muhammed Ali’nin ilmi aşkına
Yetiş carımıza Hızır ya Hızır
Yardım eyle düşkün ile şaşkına
Yetiş carımıza Hızır ya Hızır

Muhammed ‘den içtin hayat abını
Musa’ya öğrettin ilmin babını
Ali’den nuş ettin aşk şarabını (ilmi ladünü)
Yetiş carımıza Hızır ya Hızır

Fatıma’yı bilen Naci’dir Naci
Hasan’la Hüseyin derdin ilacı
Eşe dosta verme kederle acı
Yetiş carımıza Hızır ya Hızır

Meçhul kaldı aşık ile dubara
Masumlar arada sefil avare
Zeynel,Bakır bizi dardan kurtara
Yetiş carımıza Hızır ya Hızır

Ricamız Cafer’le Kazım,Rıza’dan
Sakla bekle bizi bela, kazadan
Hak cemalin göster ruz-i azadan (Cezadan)
Yetiş carımıza Hızır ya Hızır

Taki işsiz koyma yurdu yuvamız
Naki kabul ede dua ricamız
Hayır(lı) gele gündüz ile gecemiz
Yetiş carımıza Hızır ya Hızır

Hasan Askeri’nin yücedir şanı
Yurdumuza bastırmaya düşmanı
Çağıralım Mehdi sahip zamanı
Yetiş carımıza Hızır ya Hızır

Gayet günahkarız yüzümüz kara
Şaşırdık yolumuz kaldık bi çare
Çağırınca hemen gelirsin cara
Yetiş carımıza Hızır ya Hızır

Gafil yolcu düşer uzak yollara
Yardım eyle darda kalan kullara
Derbederiz düştük müşkül hallere
Yetiş carımıza Hızır ya Hızır

Yardımcımız sensin tipiden yelden
Sakla,bekle bizi gedikten,belden
Cümlemizi koru tufandan selden
Yetiş carımıza Hızır ya Hızır

Tipi duman sardı ovayı dağı
Afetlerden kurtar oğul uşağı
Bugün çok dar gündür yalvarmak çağı
Yetiş carımıza Hızır ya Hızır

Divanında karadır Cafer (Tan) in yüzü
Tutyadır gözüne ayağın tozu
Katarında kabul olsun nazı,niyazı
Yetiş carımıza Hızır ya Hızır.

Kemter Derviş Hızırı çağırırken
Elaman Mürvet huzura geldik
Yardım eyle bize bozatlı Hızır
Yüz sürüp yerlere yardım diledik
Yetiş yardım eyle bozatlı Hızır

Toplanmış canlar dua ediyor
Hızır gelir diye herkes bekliyor
Çağıran kişiye yardım ediyor
Yetiş yardım eyle bozatlı Hızır

Seni seven canlar elini açmış
Hızır günü diye duaya durmuş
Nebilik velilik tek sana gelmiş
Yetiş yardım eyle bozatlı Hızır

Kemter derviş diler özüne himmet
Mahrum etme beni eyle mürüvet
Evliya embiyanın yüzü suyu Mürüvvet
Yetiş yardım eyle bozatlı Hızır

İSYANİ Hızırı çağırırken

Umutsuzların umudu
Yetiş ya Bozatlı Hızır
Gaip erenlerin adı
Yetiş ya Bozatlı Hızır

Bereketi veren sensin
Ağlayanı güldüren sensin
Menzile erdiren sensin
Yetiş ya Bozatlı Hızır

Yolcuya yolunu açan
Dertlilere derman saçan
Günahtan kusurdan geçen
Yetiş ya Bozatlı Hızır

Haksın ve hakkın varlığı
Aydınlat bu karanlığı
Zalime göster darlığı
Yetiş ya Bozatlı Hızır

İSYANİ gönül katında
Hem derviş hem pir zatında
Hem zahirde hem batında
Yetiş ya Bozatlı Hızır

Görüldüğü gibi Hızır'a o kadar çok misyon yüklenmiştir ki kafalar iyice karıştırılmıştır.
Kimilerine göre Nebi,Veli. Kimilerine göre Boz Atlı, kimilerine göre yaşlı birisidir ve Ak sakallıdır ama sonuçta darda zorda kalanların kurtarıcısıdır.

Ak sakallı denildiğinde Hızırın erkek olarak kabul edildiği akıllara gelmektedir.
Alevi inanç ve öğretisinin zenginliği ve her Alevinin kendisine göre temenna (dua) da bulunması önemli bir konu olarak ele alınmalıdır.

Sonuç olarak Hızır;
Hızır Alevi öğretisinde manevi bir güçtür.
Her Alevinin kendi içerisinde doğurup büyüttüğü, ihtiyaç duyduğunda (darda,zorda) kaldığında kullandığı (çağırdığı) manevi bir güçtür.
Bu gücün, her darda ve zorda kalanlar tarafından da kullanılması için de temennada bulunurlar.

Son derece önemli bir konu da Hızır korkulan bir duygu değildir.
Birçok manevi gücün, ermişlerin velilerin beddua ettiği vakit kötü bir olay yaşanacağından korkulur iken Hızır bu anlayıştan tamamen farklı yaşatılmaktadır.
Alevilerde hiçbir zaman Hızır ile korkutma olmamıştır.

Hepimizin Hızırı hepimizin yar ve yardımcısı olsun.
Aşk ile.
Abbas TAN
Kaynak: alevinet.com
Hızır Orucu ve Alevilerde Hızır / Selçik Haber
ALEVİLİKTE HIZIR

   Hızır, bugün oldukça geniş bir coğrafyada dara düşenlerin, ezilenlerin, karda tipiye tutulanların, denizde boğulmak üzere olanların, işkence görenlerin, hastaların, fakirlerin, “yetiş imdadıma ya Hızır” diyerek çağırdıkları ortak bir isimdir. Ölümsüz olduğu bilinir.

   Hızır; Alevilere göre, kimi zaman bir melek, kimi zaman kurtarıcı ve yaratıcıdır. Alevi kızılbaşlar misafiri Hızır’la, Hızır’ı da Hz. Ali ile özdeşleştirmişlerdir. Alevi Kızılbaşlar. Hızır, Nebî’dir, (yani peygamberdir) Hızır, Şâh-ı Merdan Ali’dir. Ya da Hz. Ali’nin insanlara anında yardımcı olması için gönderdiği yanıbaşımızdaki temsilcisidir.

   Hızır Kültü’nün izlerini Nuh Tufanı’nda, Tevrat’ta, Kur’an’da, Hz. Ali’nin kabrinin bulunduğu Necef’te, Hz. Hüseyin’in şehid olduğu Kerbelâ’da bulmak mümkündür. Yakın tarihimizde orta Asya’da Ahmet Yesevi’de, Anadolu’da da Hacı Bektaş Veli, Abdal Musa, Şah Kulu, Seyyit Battal Gazi, Hamza Baba, Pir Sultan Abdal ve Dersim’deki Düzgün Baba’da olduğu gibi Alevilerin ziyaret yerleri ve önderleri bünyeside yaşatıldığını biliyoruz.

   Bu arada Hızır inancının Dersim’den 400 yıl önce göç edenler aracılığıyla Arnavutluk’a oradan da Makedonya’nın Tetova kenti’nde bulunan Harbâti baba’ya kadar taşıdığını, gelenek ve görenekleriyle balkanlar’da yaşatılmakta olduğunu bilmekte fayda vardır. Türkiye’den 1960’lı yıllar’da işgücü olarak başta Almanya olmak üzere, Avrupa ülkelerine gönderilen Aleviler aracılığıyla Hızır’ın Avrupa’ya ve hâttâ Amerika’ya taşındığını da yaşamaktayız. Bugün Avrupa’da doğup büyümekte olan Alevi çocukları Hızır’ı yaşadıkları ülkenin dili ile anlatıyor ve yorumluyorlar. Artık “Hızır bana yardım et” yerine “Hızır hilft mir” demektedirler.

   Takdir edilir ki, “Hızır” adı, somuttan soyuta geçildiğinde; koruyucu, kurtarıcı, yaratıcı, yardımcı kimliği nedeniyle; yarı insan, yarı melek, yarı peygamber simgesi olarak karşımıza çıkabiliyor.

   Hızır, toplumsal yaşamda adalet ve güvencenin de sembolü olmuştur. Haksızlığa uğrayanları “Hızır belanı – cezanı – versin” dediklerini ve burada haksızlığa uğrayanların Hızır’a sığındıklarını görüyoruz.

   Hızır Anadolu insanı için her zaman doğru, çalışkan, her yerde hazır – nazır, adaletli, yardımsever, dar günde imdada anında yetişen, Bilge, Ulu, Evliya veya Derviş’tir.

   Öte yandan Hızır’ın yaşadığı dönemle ilgili olarak çeşitli düşünceler bulunmaktadır. Ancak, Hızır’ın Hz. İbrahim döneminde yaşadığı Babil’den göç ettiği tezleri ile birlikte, Süleyman peygamber döneminde de yaşadığını iddia edenler bulunmaktadır. Ancak, üzerinde ciddiyetle durulan iddialardan biri de Hızır’ın Hz. Musa’dan çok önce, iran hükümdarı Efridûn döneminde yaşadığı ve Zü’l-Karneyn’in öncü kuvvetlerini yönettiğidir. Bir başka iddia ise, kitabın ileriki sayfalarında değineceğimiz ve Hızır’ın Hz. Musa döneminde yaşadığını anlatan bir görüşmedir.

   Hızır’a verilen değeri Fakir Ednâ şu sözlerle dile getirir:

Çok günah işledim senin katında
Eriş Şâh-ı Merdan sen imdad eyle
Kul daralmayınca Hızır yetişmez
Yetiş Hızır Nebî sen imdat eyle

   Türkiye’de ki Aleviler tarafından cemlerde seslendirilen beyitlerde, Hızır’ın bir başka adının da Behrûz olarak dile getirildiği görülmektedir. Yine aynı beyitlerde adı Behrûz olan Hızır’ın Süryanice konuştuğu vurgulanmaktadır. Tanrı tarafından insanlara yardım etmek için görevlendirilmiştir. Kudüs’te oturduğuna inanılan Hızır, istediği anda istediği yerde görülebilir.

   Aşağıda Hızır’ hem Şâh-ı Merdan Ali olarak gören, hem de diğer adının Behrûz ve dilinin de Süryanice olduğunu vurgulayan Şükrü Metin Baba’nın beş kıtadan oluşan bir nefesini aktararak, konuya açıklık getirmeye çalışacağız.

Şâh-ı Merdan Ali
Zulmet deryasını nur edip gelen
Hızır-İlyas Şâh-ı Merdan Ali’dir
Gariban mazlumun halini bilen
Hızır-İlyas Şâh-ı Merdan Ali’dir

Bir anda cevelan eder cihanı
Kalbi saf olanın dest ü damanı
Bir ismi Behrûz’dur lisanı
Süryani Hızır-İlyas Şâh-ı Merdan Ali’dir

Merdi meydan eylemektir iyi er
Gafil olma kardeş çerağın söner
Her gördüğün Hızır bilmektir hüner
Hızır-İlyas Şâh-ı Merdan Ali’dir

Ehl-i iman eyler ikrar sebatı
Kendinde seyr eder sıfatı zatı
Hızır ile içen Ab-ı Hayat’ı
Hızır-İlyas Şâh-ı Merdan Ali’dir

Şükrü Metin Baba bu demden içer
Sâk-i kevser’le Sırât’ı geçer
Hızır’ı ademde arayıp seçer
Hızır-İlyas Şâh-ı Merdan Ali’dir
Şükrü Metin Baba

Kaynak: alevice.net

   Hızır ayında tuttuğunuz oruçlar divanı dergâhta kabul ve makbul olsun.
Şah-ı Merdan Ali yardımcınız, Hızır yoldaşınız olsun...

Selçik Haber

13 Ekim 2016 Perşembe

Muharrem Matemi ve Aşure Günü

Muharrem Matemi ve Aşure Günü

Alevî inancında Aşûre Günü ve Muharrem Mâtemi

   Alevîlerde, Hüseyin'in Kerbelâ'daki acısı başta olmak üzere On iki İmamlar'ın acılarını anmak ve anlamak için Muharrem Mâtemi tutulur. Muharrem Matemi'nin amacı: Bu türlü acıların bir daha yaşanmaması için gerekli olan insanlık değerlerini ve Alevî öğretisini özümsemektir. Matem süresince bıçağa ve kesici aletlere el sürülmez, kurban kesilmez ve et yenmez. Matem boyunca hiçbir canlıya eziyet edilmez. Kimsenin kalbini kırmamak, dili ile kimseyi incitmemek, kimse hakkında dedikodu yapmamak Mâtem Orucu'nun temel ilkesidir. Sağlığı yerinde olanlar oruç tutarlar. Matemden amaç, kendine eziyet yapmak değil, kötülük ve katliamların bir daha olmaması adına anmak ve unutmamaktır. Kerbelâ katliamında hasta olması nedeniyle İmam Zeynel Abidin'in kurtulması ve Ali'nin soyunun devam etmesi nedeniyle de Allah'a şükredilir. Bu nedenle Muharrem mâtemi, aşûre geleneği ile biter. On iki gün orucun ardından Aşûre Günü yapılır. On iki değişik malzemeden oluşan aşûre yenilir ve dağıtılır.

AŞURE

   Matem Orucu bitiminde Aşure pişirilir. Aşure, tatlı bir çorba olup, birlikte yenilir veya evlere dağıtılır. Aşure çorbasında et bulunmaz. Buğday, fındık, ceviz veya meyvelerden oluşan 12 değişik üründen yapılır. Aşure Günü, Sünnilerin Ramazan Orucu bitiminde kutladığı Şeker Bayramı gibi bir bayram kutlaması değildir. Aleviler; Kerbela’da İmam Hüseyin’in oğlu Zeynel Abidin’in sağ kurtulduğu için mutludurlar, bu nedenle çorba tatlı olur. Muharrem ayında Aleviler bir araya gelerek birlikte mersiyeler, şiirler, deyişler, Alevi önderlerinin kahramanlık öykülerini okurlar, anlatırlar, söylerler.

AŞURE LOKMASI İÇİN DUA

   Bism-i Şah… Allah Allah…

Barekallah. Şehidler Şahı İmam Hüseyin Efendimizin ve Kerbela şehidlerinin yüce ruhlarının şad olması için barekallah. Cümle erenlerin ruhu için barekallah. Yurdumuzun, Ulusumuzun, Cumhuriyetimizin esenlikte olması için barekallah. Ordularımızın güçlü olması için barekallah. Ahirete göçenlerimiz ve bugün yaşayanlarımız için barekallah. Gökten hayırlı rahmet, yerden hayırlı bereket vermesi için barekallah. Muhammed Mustafa, Aliyyel Mürteza, İmam Hasan, İmam Hüseyin, Kerbela Şehidleri ve Hünkâr Hacı Bektaş Veli hakkı için el-Fatiha ve salevat.

   Gerçeğe hü…

AŞURE YENDİKTEN SONRA OKUNACAK DUA

   Bism-i Şah… Allah Allah…

Allah, Muhammed, Ali, Oniki İmam Efendilerimizin ruhu revanları, şâd ve handan ola. Münkir ve münafıklar mat ola, müminler şâd ola. Lokmalarımız dertlere deva ola. Matem-i Hasan ve Hüseyin ola. Cümlemize haklı hayırlı kısmetler verilmesi için … Nur-u Nebi, Kerem-i Ali, Pirimiz Hünkâr Hacı Bektaş Veli demine hü...


***

   Matemleriniz, oruçlarınız, lokmalarınız ve pişirdiğiniz aşureler Şah Hüseyin dergahında kabul olsun.


Selçik Haber

8 Ekim 2016 Cumartesi

Yas-ı Muharrem Devam Ediyor

Yas-ı Muharrem Devam Ediyor / Selçik Haber


7 Maddede Yas-ı Muharrem

   Bu Topraklarda Sessiz Sedasız Bir Oruç Tutuluyor: 7 Maddede Yas-ı Muharrem

   1. Muharrem ayının 10. Günü Kerbela’da şehit edilen Hz. Hüseyin için tutulan yas orucudur.

   Kendisini halife ilan eden Yezid’e biat etmeyen İmam Hüseyin, Yezid’in zulmü altındaki Küfe halkını kurtarmak için 680 yılında yoldaşlarıyla birlikte yola çıktı. İmam Hüseyin ve yakınları Muharrem ayının ilk günü Kerbela’da tutsak edildiler. Fırat nehrine yakın bulunmalarına rağmen su içmeleri yasaklandı. Kufelilerin ihanetine uğrayan İmam Hüseyin ve yakınları tutuldukları Kerbela’nın kavurucu çölünde on gün su içemediler. Muharrem’in 10.günü de Yezid’e biat etmeyi reddeden İmam Hüseyin’e, karşı taraftan ok atılmasıyla çatışma başladı. İmam Hüseyin’in oğulları, kardeşi, yeğenleri ve tüm yakınları tek tek şehit edildiler. Tüm sevdiklerinin gözü önünde can vermesine şahit olan İmam, son olarak otuz üç mızrak yarası ve otuz dört kılıç yarası aldıktan sonra Şimr isimli asker tarafından başı kesilerek şehit edildi.

   2. Her Muharrem ayının birinci günü başlanıp on ikisi akşamına kadar oruç tutulur.

   3. On iki gün boyunca su içilmez.

   İmam Hüseyin ve yoldaşlarının günlerce Kerbela çölünde susuz bırakılmasına atfen Aleviler bu 12 günü tek damla su içmeden geçirirler.

   4. Eğlenilmez, düğün, şenlik yapılmaz.

   Düğün, şenlik yapılmamasının yanı sıra, erkekler on iki gün boyunca saç ve sakallarını kesmezler yani tam anlamıyla yas tutulur.

   5. Her gece başlanıp, ertesi gün akşam olana dek oruç tutulur.

   Sahur yoktur ve hava kararana kadar oruç devam eder.

   6. Oruç açım sofraları mümkün olan en sade biçimde kurulur.

   Muharrem orucunda gösterişli iftar sofralarına yer yoktur. İftar denmez, oruç açımı denir. Oruç açıldıktan sonra da yas gelenekleri devam eder.

   7. Muharrem ayının son günü aşure yapılarak herkese dağıtılır.

Kaynak: http://www.gazeteoniki.com/

   Oruçlarınız Hak katında kabul olsun. Matemleriniz Şah Hüseyin aşkına olsun...

Selçik Haber

3 Ekim 2016 Pazartesi

Yas-ı Matem Muharrem Orucu

   
Yas-ı Matem Muharrem Orucu / Selçik Haber

   Alevilerin yas orucu olarak bilenen on iki günlük Matem Orucu 2 Ekim 2016 Pazar günü başladı.

   On iki İmam (Muharrem) Orucu, on iki gün tutulacak ve aşure dağıtılması ile son bulacak.

   Aleviler, 1375 yıl önce Kerbela'da şehit düşen Şah Hüseyin ve yoldaşları için her yıl Muharrem ayında on iki gün boyunca yas orucu tutarlar.

   Aleviler bu yıl 2-13 Ekim 2016 tarihleri arasında on iki gün yas orucu tutacaklar. On iki günlük yas orucunun ardından 14 Ekim 2016 Cuma günü aşure dağıtılacak.

   Alevilerin, Kerbela’da katledilen Şah Hüseyin ve 72 Kerbela şehidi anısına tuttukları Matem Orucu olarak da bilinen Muharrem Orucu on iki gün sürüyor. On iki günlük oruç aynı zamanda On iki İmamı temsil ediyor.

Yas-ı Matem Muharrem Orucu / Selçik Haber

   On İki İmam Orucu takvimi şöyle:

  1.    Gün : 2 Ekim Pazar
  2.    Gün: 3 Ekim Pazartesi
  3.    Gün: 4 Ekim Salı
  4.    Gün: 5 Ekim Çarşamba
  5.    Gün: 6 Ekim Perşembe
  6.    Gün: 7 Ekim Cuma
  7.    Gün: 8 Ekim Cumartesi
  8.    Gün: 9 Ekim Pazar
  9.    Gün: 10 Ekim Pazartesi
  10.    Gün: 11 Ekim Salı (10 Muharrem - Hz. Hüseyin Kerbelâ’da şehit edildi.)
  11.    Gün: 12 Ekim Çarşamba
  12.    Gün: 13 Ekim Perşembe
  13.    Gün: 14 Ekim (Aşure Günü)
Yas-ı Matem Muharrem Orucu / Selçik Haber

   Yas-ı Matem Muharrem orucunda, oruç açma vakti yoktur. Güneş doğmadan başlar, güneşin batımıyla sadece yemek yenir. Yemekte ve günlük yaşamda aşırılıktan uzak durulur.


   Oruç süresince, Eğlence yapılmaz! Et yenmez! Su içilmez!

   Şah Hüseyin’in Kerbela’da vermiş olduğu onur savaşı insanlık hayatına ve geleceğine bir ışıktır. Kerbela tarihte yaşanan en büyük katliamlardan biridir. Şah Hüseyin, kendi inancından ödün vermeden, yolumuzu canıyla yüceltti. İyilik ve güzellik için herşeyinden vazgeçti.

   Oruçlarımızın Hak katında kabul olmasını diliyoruz. Niyetleriniz kabul olsun.


Selçik Haber

Selçik Haber Bülteni'ni Okumak İçin Tıklayın...

Selçik Haber Bülteni'ni Okumak İçin Tıklayın...
Selçik Köyü Aylık Haber Bülteni "Selçik Haber" 1 Yaşında!